Kıran, TÜİK'in her seferinde rakamları makyajlayarak gerçeği gizlemeye çalıştığını belirterek, "Ama istatistik süslenmez. Gerçek ne kadar örtülmeye çalışılsa da ortadadır: Türkiye'de kadınlar hâlâ ölümle, şiddetle ve korkuyla burun buruna yaşıyor" ifadelerini kullandı.
TÜİK verilerine göre, kadınların yüzde 12,8'i fiziksel, %28,2'si psikolojik, %18,3'ü ekonomik şiddete maruz kalıyor.
Kıran, bu rakamların "sadece birer istatistik değil, susturulan çığlıkların, adalete ulaşamayan kadınların ve yok sayılan hayatların sayıya indirgenmiş hâli" olduğunu söyledi.
"Bu ülkede her üç kadından biri şiddet görüyor" diyen Kıran, şöyle devam etti:
"Bu sadece bir toplumsal yara değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin utancıdır.
Ve bu utancın adı bellidir: Kadına yönelik şiddetle mücadelede irade göstermeyen, İstanbul Sözleşmesi'nden kaçan, failleri koruyan bir iktidar!"
"Kadın cinayetleri politiktir"
Kıran, AKP iktidarının yıllardır bu tabloyu değiştirmek yerine normalleştirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Kadınlar öldürülürken mahkemelerde 'iyi hâl' indirimleri dağıtıldı. Kadınların yaşam hakkı pazarlık konusu edildi. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması, kadınların can güvenliğini oy hesabına kurban etmenin açık göstergesidir."
"Artık yeter" diyerek çağrıda bulunan Kıran, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu ülkede kadınlar öldürülürken susan herkes, bu suçun ortağıdır. Kadına yönelik şiddet bir kader değil, iktidar eliyle yaratılmış bir düzendir.
Kadın cinayetleri politiktir!
Bu düzen değişmeden bu ülkeye ne adalet gelir ne huzur.
Biz susmayacağız. Eşitlik, adalet ve yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz."