Vehbi Kaya

Tarih: 30.12.2025 11:04

Oda Seçimleri rekabet mi, yıpratma yarışı mı?

Facebook Twitter Linked-in

2 Ocak’tan itibaren süreç resmen start alacak, seçim takvimi Mart ayının sonuna kadar devam edecek. Büyük odaların önemli bir bölümü ise 2–15 Ocak tarihleri arasında sandığa gidecek. Toplamda 75 oda bu süreçte başkanını ve yönetimini belirlemiş olacak.
Seçimler demokrasinin gereğidir.
Rekabet de doğaldır.
Ancak gelinen noktada, bazı odalarda rekabetin hizmet yarışı olmaktan çıkıp kişisel yıpratma sürecine dönüştüğü açıkça görülüyor.
İddialar havada uçuşuyor
Bu  ne hırs kardeşim. 
Bu ne düşmanlık kardeşim. 
Anlmadığım
Seçim atmosferinde dikkat çeken en önemli sorun, kanıta dayanmayan ağır iddiaların kolaylıkla dillendirilmesi.
Belge var mı? Yok. 
Tanık, ya da şahit var mıw? Yok. 
Eee ne konuşıyırsunuz? 
Ne var algı.Hırsızlıktan yolsuzluğa, etik dışı davranışlardan kişisel saldırılara kadar uzanan suçlamalar, çoğu zaman somut belgeyle desteklenmeden kamuoyuna taşınıyor.
Bu durum, hem oda camialarını hem de meslek örgütlerinin saygınlığını zedeliyor.
Tüm başkanlara ve adaylara çağrımdır elinizde  gerçek bir usulsüzlük belgeleri  varsa, bunun adresi bellidir: Yargı mercileri. 
Seçim meydanlarında yapılan ithamlar ise gerçeğe ulaşmaktan çok, algı oluşturmaya hizmet ediyor.
“Maaş Almam” söylemi ne kadar samimi?
Seçim dönemlerinin değişmeyen sloganlarından biri de:
“Ben başkan olursam maaş almayacağım” vaadi…
İlk bakışta kulağa hoş gelen bu söylem, uygulamada çoğu zaman popülist bir vaat olmaktan öteye gidemiyor. Seçim sonrasında yaşanan hukuki tartışmalar da bunu açıkça gösteriyor.
Bir görev, bir sorumluluk ve bir emek varsa, bunun karşılığının olması doğaldır.
Asıl mesele maaş alınıp alınmaması değil; şeffaflık, hesap verebilirlik ve görev bilincidir.
Gerginlik Kime Kazandırıyor?
Seçim sürecinde yaşanan sertlik, sadece adayları değil, odaların kurumsal yapısını da yıpratıyor.
Oysa unutulmaması gereken basit ama hayati bir gerçek var:
Antalya küçük bir şehir.
Seçimler sona erdiğinde, aynı insanlar yine;
Düğünde,
Cenazede,
Mesleki toplantılarda,
Ortak sorunların çözümünde
yan yana gelmek zorunda kalacak.
Bugün söylenen her ağır söz, yarın kurumsal ilişkilerin önüne bir engel olarak çıkabilir.
Sonuç: Daha Soğukkanlı Bir Süreç Mümkün
Oda seçimleri, kişisel hesaplaşma alanı değil; mesleki temsil ve hizmet yarışıdır.
Adaylardan ve mevcut başkanlardan beklenen;
Daha ölçülü bir dil,
Belgeye dayalı eleştiriler,
Kurumların itibarını önceleyen bir tutumdur.
Velhasıl kelam…
Eleştiri elbette olmalıdır.
Ancak eleştirinin amacı yıkmak değil, daha iyisini inşa etmek olmalıdır.
Aksi halde kazanan sadece sandıkta belli olur;
kaybeden ise tüm oda camiası olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —