CHP’nin 39’uncu Olağan Kurultayı geride kaldı ama tartışması bitmedi. Aslında bitmeyecek de… Çünkü bu kurultay, CHP tarihinde sadece bir seçim anı değil; bir kopuşun, bir yüzleşmenin ve bir yeniden doğuşun kayda geçtiği yer oldu.
Antalya’dan Parti Meclisi’ne giren Cavit Arı ve Önder Kurnaz ile Aliye Coşar’ın Yüksek Disiplin Kurulu’na seçilmesi, kentin örgütlü gücünün bir kez daha ortaya koyduğu bir tablo. Hayırlı olsun diyerek gelelim asıl meseleye: 1333.
1357 oyun kullanıldığı kurultayda Özgür Özel’in aldığı 1333 oy, sıradan bir destek değil. Bu, CHP’nin en geniş mutabakatla, tartışmaya mahal bırakmayacak kadar net bir şekilde “yola devam” dediğinin tescilidir.
Kılıçdaroğlu döneminin yıllara yayılan, sokaktan giderek uzaklaşan, parti tabanının enerjisini tüketen hali, bu sonuçla birlikte tarihe gömüldü. Artık yaşlı bir alışkanlığın değil, genç bir iddianın CHP’ye hâkim olduğu açık.
Kemal Kılıçdaroğlu, iyi niyetli ama etkisiz bir muhalefet pratiğini yıllarca partinin omuzlarına yükledi. Meydanlardan kopan, toplumun nabzını tutamayan bir stratejiyle CHP’yi iktidar alternatifi olmaktan çıkardı.
İşte tam da bu nedenle Özgür Özel’in 1333 oyu, sadece bir genel başkanlığa yeniden seçilme değil; “Bu defter kapanmıştır” diyen bir taban refleksi.
AKP, yıllardır iktidarını korumak için her türlü siyasi mühendisliği denedi. Yargıda, medyada, toplumsal psikolojide alan açtı; muhalefeti köşeye sıkıştırdı. Ancak CHP kurultayında ortaya çıkan kararlı tablo, AKP için son yılların en açık mesajını veriyor:
“Karşınızda artık sadece itiraz eden değil, iktidara yürüyen bir muhalefet var.”
Özgür Özel’in, “Bu, iktidardaki ilk kurultayımız olacak” cümlesi boş bir slogan değil; yaklaşan seçimlere yönelik güçlü bir niyet beyanı.
1333 oyun anlamı şu: Özgür Özel artık sade bir genel başkan değil. Kendisine teslim edilen bu güç, onu Türkiye’nin her kesimine hitap etmek zorunda bırakan tarihî bir sorumluluk yükledi.
Parti Meclisi listesine bakıldığında da bunun ipuçları var. CHP’nin A Takımı, devletiyle, bayrağıyla, milletiyle sorunsuz, kapsayıcı bir kadro. Yani “kimseyi dışlamayan, herkese talip olan” bir siyasi çizgi.
Bu kurultay, CHP’nin iç tartışmalarını değil; Türkiye’nin siyasi iklimini değiştirecek bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Artık koltuk kavgası değil, iktidar mücadelesi konuşulacak. Söz değil, eylem belirleyici olacak.
Kılıçdaroğlu dönemi tarih sayfasına karışırken, Özgür Özel artık iktidar hedefiyle yürüyen bir lider. 1333 oy ise bu yürüyüşün hem garantisi hem de yükü.
Ve CHP, yıllar sonra ilk kez bu kadar kararlı:
Ya iktidar, ya iktidar.