14183,40%-0,38
42,88% 0,13
50,49% -0,18
6251,62% 1,32
10086,69% 1,00
Arı, devletin küçük esnaf ve üreticiyi destekleyici mekanizmalarla yükünü hafifletmesi gerektiğini belirterek, sosyal güvenlik prim desteği gibi uygulamaların işverene maliyet avantajı sağlayabileceğini vurguladı.
Açıklanan Asgari Ücret Açlık Sınırının Altında
Arı, 2026 yılı için açıklanan net asgari ücretin 28.075 TL, brüt ücretin ise 33.030 TL olduğunu
hatırlatarak: “Bu ücret, daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altında kalmıştır. Yapılan yüzde 27’lik
artış, TÜİK’in açıkladığı yaklaşık yüzde 31’lik yıllık enflasyonun gerisindedir. Asgari ücretli 2026 yılına daha
da yoksullaşarak girmektedir.” dedi.
Asgari Ücret Artık “En Düşük Ücret” Değil
Türkiye’de yaklaşık 17 milyon özel sektör işçisinin çalıştığını hatırlatan Arı: “Bugün 8,36 milyon işçi
asgari ücret ve altında çalışmaktadır. Açıklanan her asgari ücret yalnızca işçiyi değil; piyasayı, fiyatları,
kiraları ve toplumsal yaşamın tamamını doğrudan etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
Açlık ve Yoksulluk Sınırı Gerçeği
TÜRK-İŞ’in Kasım 2025 verilerine dikkat çeken Arı:
Açlık sınırı: 29.828 TL (Kasım 2025, dört kişilik aile için gıda harcaması)
Yoksulluk sınırı: 97.000 TL
Bekâr işçinin aylık yaşam maliyeti: 38.752 TL
“Bu rakamlar, milyonlarca emekçinin geçim krizini açık şekilde ortaya koyuyor.” dedi.
Esnafın Asgari Ücret Zorluğu
Arı açıklamasına devamla; “Biz defalarca söyledik, asgari ücret 39 bin lira olmalıdır ama iktidar
sesimizi duymadı, duymak istemedi. Yanında iki kişi çalıştıran bir esnaf veya bir kalfa çalıştıran eczacı,
asgari ücreti 39 bin lira olarak işçiye vermesi mümkün değildir. Çünkü kendisinin de bu ücreti
karşılayabilecek durumu yok. Devletin devreye girip esnafın yükünü hafifletmesi gerekiyor. Örneğin,
verilen destekleme primi 10 bin 400 lira olduğunda, asgari ücret alanın eline 39 bin lira geçerken,
işverene maliyeti 29 bin lira seviyesinde hissediliyor. Bu noktada devlet devreye girmelidir. Aksi takdirde
küçük esnaf ve üretici büyük bir yük altında kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Asgari Ücret Her Ay Reel Olarak Eriyor
2025 yılı başında 22.104 TL olarak belirlenen ve yıl boyunca sabit kalan asgari ücretin yüksek
enflasyon nedeniyle neredeyse her ay reel olarak eridiğini belirten Arı: “Yıl sonunda asgari ücret, açlık
sınırı karşısında yaklaşık yüzde 35 geriye düşmüştür. Bugün açıklanan 28.075 TL’lik ücret de aynı kaderle
karşı karşıyadır. Açlık sınırının Aralık ayında yalnızca yüzde 1 artması hâlinde bile, asgari ücret yıla yüzde
7’nin üzerinde eksik başlamaktadır.” dedi.
Temel Yaşam Giderleri Karşılanamıyor
Arı, asgari ücretin temel yaşam giderlerini karşılayamadığını vurgulayarak: “Asgari ücretlinin talebi
bir refah artışı değildir. Talep edilen şey hayatta kalabilmektir. Gıda, kira, ulaşım ve enerji fiyatlarındaki
artışlar, yapılan zammın daha maaş yatmadan buharlaşmasına neden olmaktadır. Bugün asgari ücret, en
temel yaşam giderlerini dahi karşılayamaz durumdadır.” dedi.
Bilinçli Bir Tercih
Yaşanan tablonun tesadüf olmadığını belirten Arı: “Bu tablo bilerek, isteyerek ve göz göre göre
yapılan bir tercihtir. Milyonlarca insan her geçen gün daha az yiyen, daha az ısınan, daha az yaşayan bir
hayata mahkûm edilmektedir. Ücretler, TÜİK’in gerçeklikten kopmuş rakamlarına hapsedilirken; hayat
pahalılığı durdurulamaz biçimde artmaktadır. İşçinin sofrası küçülürken, iktidar bu sefalet karşısında ya
susmakta ya da görmezden gelmektedir. Bizde diyoruz ki temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan
çalışanlar için 2026 yılı ne yazık ki geçim yılı olamayacak. O zaman 2026 seçim yılı olmalıdır!” ifadelerini
kullanarak açıklamasını tamamladı.