10382,90%-1,92
41,37% 0,10
48,55% -0,09
4859,83% 0,66
7841,30% 0,00
Son dönemlerde CHP'de Kayyum ve mutlak butlan tartışmaları gündemde sıkça yerini alırken CHP'li belediyelere ise rüşvet ve yolsuzluk operasyonları sürüyor. 2 Eylül'de ise CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım atanmıştı bu kapsamda CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimi görevden uzaklaştırılmıştı. Mahkeme kararıyla CHP İstanbul il başkanlığına CHP ile Gürsel Tekin kayyım olarak atanmıştı. Kayyım olarak atanan Gürsel Tekin, polis ablukasıyla CHP il binasına girmişti. İstanbul'da yaşanan kayyım yönetimi gerilimi Antalya'ya da taşındı.
CHP Antalya il örgütü, Yavuz Özcan Parkı’nda CHP’ye yönelik operasyonlar ve kayyım yönetimini protesto etmek için yürüyüş gerçekleştirdi. Protesto yürüyüşüne CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı l, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, CHP Milletvekili Aliye Coşar, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya, CHP Parti Meclis Üyesi Niyazi Şen, CHP Antalya il örgütü ve Antalyalı yurttaşlar katıldı.
Yavuz Özcan Parkı’ndan başlanılan yürüyüş Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu. Söz konusu protesto, CHP’ye yönelik baskılara ve yargıdaki adaletsizliklere karşı ortak bir duruşun ifadesi olarak gerçekleştirildi. Yürüyüşte "Halk hukuk adalet" sloganları atıldı.
CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, yapılan yürüyüşün yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi için değil, Türkiye için toplandıklarını ifade ederek, CHP'ye yönelik baskılar, artık sadece CHP’yi değil, bu ülkenin geleceğini hedef aldığını söyledi. Kamacı, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
On yıllardır CHP, her dönemde baskının ve kumpasın hedefi oldu. Milletvekillerimiz tutuklandı, belediye başkanlarımız görevden uzaklaştırıldı, örgütlerimize kayyumlar atandı, il başkanlarımız yargılandı. İstanbul İl Örgütümüze kayyum atandı, seçilmiş milletvekillerimiz cezaevine kondu, halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarımız kumpaslarla görevden alındı. Bugün yaşananlar yeni değil, yıllardır devam eden sistemli bir zincirin parçasıdır."
Halkın iradesi sandıkta tecelli edeceğini ifade eden Kamacı, "Sandıkta kazanamadıklarını, kumpaslarla, yargı sopasıyla, kayyumlarla almaya kalkıyorlar. İşte biz bu yüzden buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin çimentosudur. Atatürk’ün kurduğu, cumhuriyetin teminatı olan bu partiyi kimse susturamaz, kimse teslim alamaz. Atatürk, “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” demiştir. Biz de diyoruz ki: CHP, bu halkın kimsesidir. CHP halkın iradesidir.
Biz Kuva-yi Milliye’nin evlatlarıyız. Atatürk’ün izinde yürüyen, bu Cumhuriyet’i canıyla, kanıyla kuran bir hareketin temsilcileriyiz. ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözünü hayatımızın pusulası yaptık. Cumhuriyet’e, demokrasiye, halkın iradesine saldıranlara karşı dimdik ayakta duruyoruz.
Bugün burada toplanmamızın nedeni sadece CHP’nin hakkını savunmak değildir. Bu yürüyüş, Türkiye’nin demokrasi yürüyüşüdür. Burada yükselen ses, sadece örgütümüzün değil, milyonların adalet talebidir. Burada söylenen söz, sadece CHP’lilerin değil, bütün milletin iradesidir. On yıldır her türlü baskıyı yaşadık. Milletvekillerimiz hapisteydi. Belediye başkanlarımız görevden alındı. Örgütlerimize kayyumlar atandı. Ama hiçbir baskı CHP’yi durduramadı. Hiçbir güç CHP’yi teslim alamadı. Bugün de alamayacak. Yarın da alamayacak. Çünkü CHP sadece bir siyasi parti değildir. CHP, bu ülkenin bağımsızlığıdır. CHP, bu ülkenin demokrasisidir. CHP, Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyet’in yegâne güvencesidir.
Buradan ilan ediyorum:
Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir şart altında boyun eğmeyecek. Hukuksuzluklara teslim olmayacak. Halkın iradesini sonuna kadar savunacak. Bizi kayyumlarla, tutuklamalarla, baskılarla susturamazsınız. CHP susmaz, CHP eğilmez, CHP teslim olmaz! Halkın iradesini gasp etmeye çalışanlara buradan sesleniyorum: Bu topraklarda halkın gücünü yenemezsiniz. Bu topraklarda Cumhuriyet’in ışığını söndüremezsiniz. Biz buradayız. Dimdik ayaktayız. Ve ne olursa olsun bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz. Yaşasın halkın iradesi, yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi!" şeklinde sözlerine son verdi.
