10982,73%-0,50
40,73% 0,06
47,48% 0,30
4383,81% 0,20
7035,76% -0,04
CHP milletvekilleri, saha çalışmaları kapsamında CHP Antalya İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "19 Mart darbesi nedeniyle büyük ölçüde heba olan, iktidar eliyle ortaya çıkan siyasi krizin yükü çalışan milyonlarca yurttaşın, emeklinin, üreticinin, asgari ücretlinin üzerine bindirildi. Türk lirasındaki hızlı değer kaybı, yükselen faizler ve Ekrem İmamoğlu'na yapılan operasyonların maliyeti 60 milyar doları buldu. Tahvil faizleri yükseldi, ülkenin risk primi arttı. Tüm bunların ışığında Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu siyasetten tasfiye etmek için yürütülen kumpasların toplam maliyeti 150 milyar dolar, yani 6 trilyon Türk Lirası" dedi.
CHP milletvekilleri ve PM üyeleri CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in talimatıyla 81 ilde başlattığı saha çalışmalarına devam ediyor.
Adana Milletvekilleri Orhan Sümer ve Ayhan Barut, Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Cumhur Uzun ve Süreyya Öneş Derici, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ve Antalya Milletvekilleri Cavit Arı, Aliye Coşar ve Mustafa Erdem, partinin Antalya İl Başkanlığında basın toplantısı düzenlediler. Basın toplantısında, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı da hazır bulundu.
"19 Mart darbesinin yaratmış olduğu ekonomik tahribatı yurttaşlarımıza aktaracağız"
Adana Milletvekili Barut, burada yaptığı açıklamada, Antalya'ya çalışma yapmak için geldiklerini anımsattı. Türkiye ağır bir ekonomik kriz altında ezilirken iktidarın 19 Mart darbesine karşı CHP öncülüğündeki mücadelenin güçlü bir şekilde devam ettiğini söyleyen Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkın önceliklerinden kopup enflasyonu, hayat pahalılığını, milletin düşen alım gücünü önemsemeyen, sorunları halı altına süpüren, günü birlik açıklamalarla Cumhurbaşkanlığı koltuğunu sağlama almaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Halktan tamamen kopmuş bu anlayışa karşı demokrasiye, adalete, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na ve tüm yol arkadaşlarımıza sahip çıkmak için sahadaki faaliyetlerimiz yurdun dört bir yanına dağılmış durumda.
CHP iktidarında ülkemizi içinde bulunduğu krizlerden çıkaracak, Türkiye'yi demokrasi ile buluşturacak ve kalkındıracak program hazırlıklarımız, parti ve hükümet programı çalışmalarıyla son haline gelmek üzere. Bu kapsamda program çalışmalarımızın genel çerçevesini yurttaşlarımız, toplumsal paydaşlarla buluşturacak, 19 Mart darbesinin yaratmış olduğu ekonomik tahribatı, yıkımı ve büyük hukuk ihlallerini bir kez daha yurtaşlarımıza aktaracağız. Cumhurbaşkanı Aday Ofisimizi tanıtacak, tüm bunlar sonucunda geri dönüş, görüş ve sonuç derleyecek bir saha çalışması gerçekleştiriyoruz.
"Türkiye'nin makro ekonomik dengesi açısından çok ciddi sorunlar oluştu"
Cumhurbaşkanı adayımızı en demokratik katılımcı ve kapsayıcı bir yöntemle belirledik. CHP öncülüğünde siyasi görüşü fark etmeksizin tüm toplumsal kesimleri kapsayan Türkiye ittifakı anlayışımız temelinde çalışmalarımızı ve iktidar yolculuğumuzu da sürdürmeye devam ediyoruz. İlk seçimlerde iktidara gelip devreye sokulacak iktidar programıyla ülkemizi yenilenen dünyada güçlü ve güvenli kılmayı; zengin, müreffeh ve adil bir düzeni kurmayı; özgür, demokratik, hukukun üstün ve vatandaşların mutlu ve huzurlu olduğu bir yeni yaşam güvencesini sağlamayı hedefliyoruz."
Barut, 19 Mart darbesiyle birlikte iktidarın ekonomide yarattığı yıkımın büyüdüğünü ifade ederek, "19 Mart darbesini izleyen ilk 100 gün içerisinde yaşanan hızlı bozulma, zaten yavaşlayan ekonomik faaliyetler ve uzun süredir çözülemeyen yapısal sorunlarla birleşince maalesef Türkiye'nin makro ekonomik dengesi açısından çok ciddi sorunlar oluştu ve tehditler oluşmaya başladı. İktidarın Mayıs 2023 seçimlerinden önce yaratmış olduğu ekonomik yıkımdan çıkabilmek için 2 senedir tüm kesimlere ödettiği bedeller ve halkın yaptığı fedakarlıklar bu vesileyle hiçe gitmiş oldu" diye konuştu.
"Kumpasların toplam maliyeti 150 milyar dolar"
Barut, 19 Mart darbesi nedeniyle büyük ölçüde heba olan, iktidar eliyle ortaya çıkan siyasi krizin yükünün çalışan milyonlarca yurttaşın, emeklinin, üreticinin, asgari ücretlinin üzerine bindirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türk lirasındaki hızlı değer kaybı, yükselen faizler ve Ekrem İmamoğlu'na yapılan operasyonların maliyeti 60 milyar doları buldu. Tahvil faizleri yükseldi, ülkenin risk primi arttı. Hem kamunun hem de özel sektörün borçlanma maliyeti arttı. Dolayısıyla enflasyon beklentileri ve enflasyon tekrar çok yükseldi. Bu nisan ayında da aynı zamanda işsizlik rekoru kırıldı. Tüm bunların ışığında Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu siyasetten tasfiye etmek için yürütülen kumpasların toplam maliyeti kamuda ve özel sektördeki tüm maliyeti 150 milyar dolar. Yani 6 trilyon Türk Lirası gibi bir maliyeti bulmuştur. Bu kumpası 3,9 trilyon lirası kamu alanının, 1,6 trilyonu faiz artışı nedeniyle hazineye maliyeti var. Ayrıca rezerv kaybı da 2,3 trilyon. Özel sektördeki kumpasın da 2,1 trilyonun kur artışı nedeniyle karşılaştığı maliyetle 1,4 milyon olmuştur. Dolayısıyla 19 Mart darbesi iktidarın hedef aldığı kişilerin birikimlerine, mal varlıklarına, mülkiyetlerine el konulabileceğini, yani özellikle partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle son model yapılan sistemlerle hiç kimsenin malının, canının güvencesinin kalmadığını, ülkede güven ortamının eksikliğinin altını çizmek isteriz. Hukuka güven olmayan yerde de maalesef hem belediye başkanlarımızın hem de insanlarımızın malı ve gerçek özgürlük yaşamı risk altındadır.
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarı yakındır"
Antalya tarım ve turizmin en önemli şehirlerinin başında geliyor. Turizm sektörü ve tarım paydaşlarının içinde bulunduğu zor süreci partimizin iktidarında bitireceğimize inanıyorum. Biliyorsunuz ki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Böcek, haksız ve hukuksuz bir uygulamayla tutsak edildi. Ağır bir rahatsızlık yaşayan belediye başkanımıza uygulanan bu zalimane tavır son bulmalı, ailesine, partisine ve Antalya halkına kavuşmalıdır, hizmetlerine kaldığı yerden devam etmelidir. Bugün burada bulunan milletvekili arkadaşlarımızın bir grubuyla birlikte Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek'i ziyaret etmek istiyoruz. Antalya'da geniş çaplı bir çalışma yapacağız. Sivil toplum örgütleriyle, odalarla, derneklerle esnafla bir araya geleceğiz. Meclis kapandı ancak biz alanlardayız. Çalışmaya devam edeceğiz. Vatandaş odaklı çalışmalarımız kapsamında hem Antalya'nın hem Türkiye'nin daha çağdaş bir kimliğe bürünebilmesi için üzerimize düşen her türlü özveriyi, her türlü yoğun mücadeyi göstereceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarı yakındır. Başaracağız ve halkımızla birlikte iktidarı mutlaka kuracağız."
"Cezalandırma yargıyla olmamalı"
CHP Antalya İl Başkanı Kamacı ise şunları söyledi:
"İktidar bizi her yönüyle sıkıştırmaya çalıştı çalışıyor. Önce tasarruf tedbirleri arkasından Sosyal Güvenlik Kurumunun uygulamalarıyla. Ama biz presler yapmaya devam ettik. Kent Lokantaları açmaya devam ettik. Baktılar olmuyor, 'Bunları cezalandırmaya gidelim' dediler. Cezalandırma bence yargıyla olmamalı. Çünkü bu ancak otokratik devletlerde olur, demokrasilerde olmaz. Demokrasilerde 3 türlü organ var yasama, yürütme yargı. Sen bunların hepsini bir arada tutarsan ülkede demokrasi diye bir şey kalmaz. Şu anda bunu yapmaya çalışıyor hükümet. Bunun karşısında durmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki 3 gün boyunca milletvekillerimizle beraber 12 sivil toplum kuruluşu, meslek örgütü ile beraber görüşmeler yapacağız. Dört milletvekilimizin ikisi doğu, ikisi batı ilçelerimize hareket edecek. 2-3 gün boyunca 20 tane yerde toplantı yapacağız. Bu toplantılarda bize yapılan mezalimi kamuoyuna anlatmaya çalışacağız."