9903,27%5,30
39,75% -0,37
46,61% -0,59
4196,93% -0,08
6656,45% -1,25
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davanın bugünkü duruşması, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. CHP’li bazı eski delegeler ile CHP'den ihraç Lütfü Savaş’ın açtığı davalar daha önce birleştirilmişti.
Davanın temelinde, kurultayda divan başkanlığı yapan Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 12 isim hakkında yöneltilen “oylamaya hile karıştırma” iddiası yer alıyor.
Bugün görülen üçüncü duruşmada mahkeme, davayı 8 Eylül’e erteledi.
Davanın, CHP’nin kuruluş yıldönümünden bir gün önce, 8 Eylül’de karar duruşması olarak görülmesi bekleniyor.
CHP'den karara tepki yağdı. YSK'nın asıl sorumlu ve usulen seçim kararlarına bakması nedeniyle CHP, davanın erteleme yerine reddedilmesi gerektiğini ifade etti.
Erteleme kararının ardından CHP'den ilk açıklama CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'dan geldi.
"BU SAÇMALIKLARLA UĞRAŞMAYACAĞIZ"
CHP Genel Merkezi önünde konuşan Başarır, Türkiye'nin daha önemli sorunları olduğunu belirtip şöyle konuştu:
"Türkiye'nin çok mühim sorunları var. Bizim yapacak çok işimiz var. Bakın cezaevinde tutsaklarımız var. Bu ülkeyi erken seçime götürmek istiyoruz. O seçimi kazanmak istiyoruz ve bu ülkeye huzuru, barışı getirmek istiyoruz.
Bizim gündemimiz bu. Ama 4 tane bana göre şizofrenik bir dava dilekçesiyle dava açılıyor. Türkiye bununla meşgul oluyor. Ya bu davanın usulle esasta hiçbir karşılığı yok. Böyle bir dava yok.
Böyle bir davanın bir an için kabul edildiğini düşünürsek Türkiye'de seçim güvenliği diye bir olgu olmaz. O yüzden bu saçmalıklarla uğraşmayacağız.
8 Eylül'de de bu davanın lehimize çıkacağını eminim. Çünkü 2+2 daha 4 neyse bu davanın sonucu da odur. O kadar net söylüyorum. Biz Türkiye'nin gündemiyle bizim gündemimizde uğraşmaya, çabalamaya, koşturmaya devam edeceğiz."
Gazeteciden gelen, hukuki değerlendirme talebi üzerine Başarır şöyle devam etti:
"Bana benim hukukçu kimliğimle söyleyeceğim bu dava hemen reddedilmeliydi. Bu dava Türkiye'nin gündemine, yargının gündemine gelmemeliydi.
Ama maalesef ki bu noktaya geldi. 8 Eylül'de de aynı şeyi söylüyorum. Reddedilmesi gerekiyor. Çünkü hukuku, adaleti bu kadar örselemeye hiç kimsenin hakkı yok.
Adalet insanlara güven verir. Adalet, yargı insanlara güveni teminat olarak verir ama bizim ülkemizde yargı, yargı kararları tedirginlik yaratıyor. 86 milyon bugün niye bu davayla, saçma sapan bir davayla ilgilensin? Bakın bir daha söylüyorum. Saçma sapan bir dava."
"BİZ BURADAYIZ"
Başarır, CHP'yi 'asla teslim etmeyeceklerini' şu sözlerle anlattı:
"Biz buradayız, partimiz partimiz emin ellerde. Genel Başkanı, yöneticileri, grup başkan vekilleri biz partimizi hiçbir şekilde teslim etmeyiz.
Eğer bir arkadaşımız, büyüğümüz genel başkan olmak istiyorsa işte mahalle seçimleri başlar. Oradan başlayarak Sayın Özgür Özel gibi delegenin karşısına çıkar. Delege onu teste, sınava tabi tutar.
Başarılı olursa kazanır. Bunun dışında AKP'nin bir anlamda yarattığı gündem ve yarı kararlarıyla bu koltukta oturabilecek hiç kimse bu partide yok. Biz buradayız. Buradayız, buradayız"
"Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü?" sorusuna Başarır, "Ben görüşmedim" yanıtını verdi.
HİKMET ÇETİN: BU BEYANATLARI VERENLERDEN BİR FAYDA ÇIKMAZ
Başarır'ın ardından CHP Genel Merkezi önünde eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin de açıklama yaptı:
Birlik içinde olmamız lazım. Halkın beklentisi var, toplumun beklentisi var. Yerel seçimlerde 47 yıl sonra 77'den sonra ilk defa 1. parti olduk ve bu 1. parti aslında gelecek olan desteklerle ben bizim iktidara geleceğimizi umuyorum. Ve ülkenin her konuda sorunları var. Ekonomik sorunları var, dış politika sorunları var. Adalet sorunu var, yargı sorunu var. Herkesin de beklentisi var muhalefetin de ve muhalefetin CHP etrafında toplanacağını da umuyorum. Öyle bekliyorum. Fakat parti içi birliğin şart olması lazım. Bu birlik olmadığı zaman iktidardaki partilere yardım etmek demektir yani.
O birliğin mutlaka sağlanması lazım. Ben elimden gelen her şeyi yapacağım. Ben ilk defa ilk defa bir iktidar yolu göründü. Birinci partiyiz, fark giderek açılıyor. Ben en kısa zamanda yapılacak olan seçimde 1. parti olacağımızı umuyorum, bekliyorum. Öyle olacak Türkiye'yi de düşünüyorum.
"Kılıçdaroğlu ile bir temasınız oldu mu acaba? Görüştünüz mü yakın zamanda?" sorusuna şöyle yanıt vardı:
"Olmadı. Yani beyanatlarından sonra olmadı. Çünkü "Ben geleceğim başladığım bıraktığım yerden devam edeceğim diyor" Yani ben o öyle böyle beyanatları verenlerin ben bir fayda olacağını sanmıyorum. Onun için de gitmiyorum"
"CHP 360 DERECELİK SALDIRI ALTINDA"
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de şunları ifade etti:
"102 yıl sonra bugün yine Cumhuriyet Halk Partisi yapılan son seçimlerde Türkiye'nin 1. Partisi olmuştur. Ve yapılan bütün anketlerde son 1 yıldır Ankara'daki 2. parti konumuna düşmüş azınlık iktidarının tüm anketlerde önünde çıkmaktadır.
Böyle bir dönemde bu koşullarda Cumhuriyet'in son kalesi olan Cumhuriyet Halk Partisi 360 derecelik bir saldırı altındadır. Nedir bu 360 derecelik saldırı? Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu Silivri zindanında. Belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz, parti meclis üyemiz, yol arkadaşlarımız Türkiye'nin çeşitli yerlerinde cezaevlerinde tutuklu vaziyetteler. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliği bir saldırı altında.
Amaçlarını biliyoruz. Bugün Cumhuriyet'in kurumlarını çökerten Ankara'nın azınlık iktidarı Türkiye'nin 2. partisi olan azınlık iktidarı tükenmiş iktidarını sürdürme çabası içerisinde. Yani muhalefetsiz bir Türkiye istiyorlar
Bugün veya geçmişte partide hangi konumda görev yapmış olursa olsun, ister genel başkanlık, ister il başkanlığı, ister sandık görevlisi, ister partinin sıradan bir üyesi, ister sade vatandaş. Bugün bu saldırılara karşı hepimize düşen tek bir görev var. Birlik beraberlik içerisinde partimizi böldürmeyeceğiz."
"REDDEDİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ"
CHP'nin avukatı Çağlar Çağlayan da şunları ifade etti:
Mahkemenin partiyi kimin yöneteceği ne ilişkin bir karar vermesi imkanı bulunmamaktadır. Haliyle yönetimin görevden kalkması, yerine başka bir yönetimin gelmesi yönünde mahkeme bir karar veremez.
Ne var ki mahkeme usulü bir işlemi bekleyeceğini söyleyerek adli tatil sonrasında Eylüle duruşmayı bıraktı.
Biz eylülde de bu duruşmanın reddedileceğini düşünüyoruz.
"BUNDAN SONRAKİ SEÇİMLER SONUÇLANAMAZ HALE GELİR"
Siyaset gündeminde artık bu davanın bir yeri kalmamıştır. Görevsizlik kararı Görevsizlik kararı bu konuya Yüksek Seçim Kurulunun sadece bakmayı yetkili olduğunu tarif eder. Zaten birçok siyasi parti temsilcisi Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, AK Parti temsilcileri başta olmak üzere bu tür davalarda mahkemenin işin içine girmesinin ne kadar yanlış olduğunu çok açık bir şekilde ifade ettiler. Çok da haklılar. Yüksek Seçim Kurulunun görev alanına müdahale etmek, anayasayla tanımlanmış görev alanına müdahale etmek,, yargı mercii konusunda kafa karışıklığı yaratılmasına neden olabilir.
Yüksek Seçim Kurulu sadece siyasi parti kongrelerine ilişkin , itirazları inceleyip o kongreleri kesinleştirmiyor. Aynı zamanda genel seçimlere ilişkin itirazları da inceliyor. Eğer Yüksek Seçim Kurulunun görev alanına mahkemeler girerse, hem bu davanın Cumhuriyet Halk Partisi yönünden yaratacağı mağduriyet bir yana Türk siyasetinde de bundan sonra hiçbir seçim sonuçlanamaz hale gelir.
Her seçim mahkemede yıllarca tartışılır hale gelir. Haliyle bir an önce mahkemenin görevsizlik kararı vermesi ve seçim kurulları eliyle bu işlemlerin yürütülmesi, hızlıca karar alınması, yöntemine, usulüne, kanununa geri dönülmesi gerekir, diye düşünüyoruz.
AĞIR CEZA'DAKİ DOSYA HAKKINDA AÇIKLAMA
3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapılan itirazı, Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği olarak biz de yaptık. Müdafi meslektaşlarım yani sanık vekilleri de aynı şeyi yaptılar. Aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz etti. Asliye Ceza Mahkemesi'nin konuyu değerlendirmesi ve hukuken, bir suç tanımlaması doğru değil. Bunu savcılık da öngördü. Açıkça burada, kendi tarif ettiğini, iddianamede tarif edilen dışında bir suçun incelenemeyeceğini söyledi. Biz 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, o itirazı kabul edeceğini düşünüyoruz. Zaten bu nedenle de itiraz ettik.
Biz görevsizlik kararı bekliyoruz oradan da.
EMİR: SARAYIN PLANI TIKIR TIKIR İŞLİYOR
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de X hesabından şunları ifade etti:
"Sarayın planı tıkır tıkır işliyor… Hiç olmaması, baştan reddedilmesi gereken dava 8 Eylül’e ertelendi. Yandaş kanallarda aylarca vatandaşın açlığını, yoksulluğunu, tutsak edilmiş belediye başkanlarımızı konuşmak yerine partimize her türlü iftira ve saldırıya devam edecekler. Halkımız bu oyunu bozmalı ve bir an evvel gerçek gündemine dönmelidir."
ZEYBEK: CHP TESLİM ALINAMAZ, BOYUN EĞMEYECEĞİZ
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, kararın ardından CHP'nin Kuvayı Milliye'nin iradesi ile kök saldığını vurgulayarak X hesabından şunları dile getirdi:
Cumhuriyet Halk Partisi teslim alınamaz! Yargıyı sopa gibi kullananlara boyun eğmeyeceğiz!
Kuvayı Milliye'nin sarsılmaz iradesiyle kök salmış, milletten aldığı güçle dimdik ayakta duran, bağımsızlık ve devrimin yılmaz bekçisidir.
Bugün, halkın sesi kesilmeye çalışılırken; adalet zedelenirken, haklar gasbedilirken, CHP milyonların umududur. Türkiye'nin birinci partisidir.
Emeklinin geçim derdi, işçinin emeği, çiftçinin alın teri, gencin geleceği için; krizin ortasında çaresiz kalanların sonuna kadar yanındayız.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA
YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ !