10358,46%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Partisinin Adıyaman'daki mitinginde konuşan CHP lideri Özgür Özel, Erdoğan'ın "AKP, MHP, DEM birlikte yürüyeceğiz" ifadelerine yanıt verdi. Özel, "AKP yeni bir dümenin peşinde; Erdoğan iktidarını sürdürsün diye yeni ittifak görüntüsü vermek için tarihi bir fırsatı heba etmesine izin vermeyeceğim" dedi. Erken seçim çağrısını yineleyen Özel, "Erdoğan kendini yalnız hissediyor, yüzde 29'a düşmüş, tek başına hissediyor. Yaşlandı, yönetemiyor" dedi.
CHP'li belediyelere yönelik operasyonlarda gözaltına alındıktan sonra ev hapsi adli kontrolüyle serbest bırakılan ve görevinden uzaklaştırılan Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, için CHP Adıyaman İl Başkanlığı önünde Halk Buluşması düzenlendi.
Mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşması öncesinde, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu.
Adıyamanlılara selamlarını ileten İmamoğlu, mesajında kısaca şunları söyledi:
"6 Şubat sabahı yaşadığınız yıkımı, sizler gibi, tüm Türkiye gibi ben de unutmadım. Ama ne yazık ki, unutmaması gerekenler, daha ilk günden unuttu. Aradan neredeyse 30 ay geçti, halen yaraların tam anlamıyla sarılmadığını biliyoruz.
Sizlerin oylarıyla göreve gelen belediye başkanınız Abdurrahman Tutdere, bu boşluğu kapatmak, çocuğundan yaşlısına bütün Adıyaman için var gücüyle çalışıyordu. Şimdi o iradeye ev hapsiyle zincir vuruldu. Adıyaman’ın iradesine ipotek koymayı hedeflediler.
Bu yapılan sadece hukuka değil, sizin iradenize yapılan bir darbedir. 19 Mart’tan bu yana yaşananların hukukla, yargıyla ilgisi olmadığını, milletin iradesine kumpas olduğunu haykırıp duruyoruz.
Bu sesi bastırmak isteyenlere söylüyorum: Milletin iradesine kumpas kuranlar, yargıyı siyasi sopa haline getirenler, günü geldiğinde halkın vicdanında mahkum olur.
Bizi zindana da koysalar, bu millete olan sevgimi ve milletin gönlündeki yerimi yok edemezler. Dört duvar arasında yazıyorum ama ruhum özgür, mücadele azmimde gram eksilme yok. Çünkü bu milletle yürüdüğümü biliyorum. O yüzden kendimi millete, sizlere emanet ettim.
Onlar zulümlerini büyütüyor ama biz de meydan meydan, şehir şehir büyüyoruz. Dayanışmamız, mücadelemiz her geçen gün daha da büyüyor. Her geçen gün, bu hukuksuz düzenin sonuna biraz daha yaklaşıyoruz.
Abdurrahman Başkan’a da selam ve dayanışmamı gönderiyorum. O, yalnız değil. Siz, yalnız değilsiniz. Biz, hep birlikteyiz. Bir, birlikte Türkiye’yiz. Ve hep birlikte, bu memlekete yeniden adalet, refah ve özgürlük getireceğiz."
Ekrem İmamoğlu'nun mesajının okunmasının ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel geldi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bugün burada yine üzüntü, acı ve kızgınlıkla bir aradayız. Bizi bugün burada toplayan aslında bambaşka bir kişi: Benim iki dönem Meclis’te birlikte çalıştığım, dürüstlüğüne ve çalışkanlığına kefil olduğum, depremde defalarca geldiğimde hep bir enkazın başında bulduğum, bir gün kendi beş yaşındaki yeğenini, ablasını ve eniştesini elleriyle enkazdan çıkarıp köyde defneden, taziye bile almadan Adıyaman’ın diğer enkazlarının başına koşan, benim sevdiğim, sizin evlat gibi, kardeş gibi bağrınıza bastığınız Abdurrahman Tutdere için bugün buradayız.
Abdurrahman Tutdere milletvekiliydi. Deprem yaşandı, sonra ben genel başkan oldum. Genel başkan olarak illere görevlendirmeler yaptık, anketler düzenledik, çalışmalar yapıyoruz. Allah biliyor ya, Adıyaman’dan çok da umudum yoktu çünkü burası Sayın Erdoğan’ın yüzde 65 oy aldığı bir şehir. Gelen giden arkadaşlar rapor yazdılar. Bize bir baktım, rapor diyor ki: 'Genel Başkanım, anket falan yaptırma. Adıyaman kararını çoktan vermiş, adayını belirlemiş ve gönlünde, aklında Abdurrahman Tutdere’yi seçmiş. Abdurrahman’a solcusu da oy verdi, sağcısı da oy verdi; milliyetçisi de verdi, muhafazakârı da verdi. Türk analar da mezarının başında ağıt yakarken “Abdurrahman” dedi, Kürt analar da ağıt yakarken “Abdurrahman” dedi. Bu şehir, “Onu aday edin” dedi.
Bak Murat Kurum; Erdoğan 650 bin konut sözü verdi, geçen gün 250 bininci konut teslimi diye söyledin. Sözün yüzde 38'i tutulmuş. Adıyaman'da söz verilen konutların yüzde 42'si sadece teslim edilmiş. Konutu veriyorsun ama örneğin Gölbaşı'nda sordum, 450 konut teslim etmiş, 150'si geçmiş oturuyor, 300'ü oturmuyor. Çünkü henüz eksikler var. Bir yandan da kira yardımı kesiliyor, aidat başlıyor. Her şeye rağmen 'verdim' dedikleri bile Adıyaman'da yüzde 42. 'Bir yılda herkes evine girecek' diye oy alanlar 1 yılın değil, 2,5 yılın sonunda 100 depremzedenin 60'ını hâlâ konteynerde tutuyorlar, halen daha gurbette tutuyorlar.
Terör örgütü silah bırakıyor ve CHP tarihsel tutarlılığı içinde 'bu ona mı yarar, buna mı yarar' demeden, 'bu millete yarar, Kürt'ün de Türk'ün de gözünün yaşını siler, yeni analar ağlamaz' diyor. Şehit ailelerini, gazileri incitmeden yapılabilecek bu sürece Meclis'te en olumlu katkıyı vermek istiyor. Dün sayın Erdoğan çıktı, güya tarihi bir konuşma yaptı, tarihi bir gaflet yaptığını gösterdi. Yine ayrımcılık... Düne kadar DEM, DEM'liler, DEM'e selam verenler teröristi; şimdi 'Biz, MHP, DEM anlaştık, birlikte yol yürüyeceğiz' diyor. DEM Parti'nin kurumsal kimliğine bütün saygımla, CHP'nin Kürtler ile ilişki kurmak için ve Kürtler için iyisini istemek için DEM Partisi'ne ihtiyacı yok. DEM Parti'nin de Türkler ile ilişki kurmak için CHP'ye ihtiyacı yok. Ama Kürtlerin de bir arada olmak ve geleceği kurmak için birbirine ihtiyacı var, birbirimize ihtiyacımız var.
Terör biterse, barış olursa, kardeşlik olursa kaçırmakta olduğumuz treni yakalayabiliriz. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde Avrupa'nın bir parçası, Avrupa Birliği'nin tam üyesi olabiliriz. CHP, hem kalkınmak için, hem ülkenin gelişmesi için, doğru dış politika için, bir daha savaşlar olmaması için kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden, canı gönülden barışı istiyor, kardeşliği istiyor.
Bugün bir cenaze vardı. O cenazede, Cumhurbaşkanı’nın oğluyla, Cumhurbaşkanı’nın şimdi yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmekle görevlendirdiği büyükelçi, zamanın “bakara makaracı” bakanı, cenazede bile birbirinin yüzüne bakmıyorlar. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi, birbirinin gözünün içine bakan, omuz omuza duran, birbirini seven, sayan, bu ülkeyi sevenlerin partisiyiz. Siz ise birbirinin yüzüne bakamayanların, kuyusunu kazanların partisiniz.
Bir İletişim Başkanı vardı. İletişim Başkanı tabii ki Erdoğan’ı kızdırmış. Niye? Kardeşim, TRT elinde, Anadolu Ajansı elinde, bütün televizyonlar, gazeteler elinde, devlet elinde; ama 19 Mart’ta adamlar 'darbe' diyor, yapılan işe 'siyasi yargılama' diyor. Ben 'yolsuzluk' diyorum. Vatandaşın yüzde 25’i Erdoğan’a inanıyor, yüzde 75’i Özgür Özel’e. 'Bir tane otobüsle, bir mikrofonu, iki buçuk kanalı yenemediniz' diye fırça atmışlar ona. Şimdi onun yerine geçmek için RTÜK Başkanı ne kuyular kazdı, ne taklalar attı; bütün Ankara biliyor.
Erdoğan kendini yalnız hissediyor, yüzde 29'a düşmüş, tek başına hissediyor. Yaşlandı, yönetemiyor. Partide herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Ahlaki üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde, şu meydana bak, çoğunluk enerjisi bizde. O yüzden AK Parti yeni bir dümenin peşinde. Oysa biz Kürt'üyle, Türk'üyle hep beraberiz. Biz güçlüyüz, biz kazanacağız.
Artık yüzde 29’la orada oturmaya çalışan yaşlı, yorgun, kızgın ve kavgaya bel bağlayan birine değil; genç, güçlü, dinamik, bu ülkeyi omuz omuza, önce medeniyete, zenginliğe, özgürlüğe kavuşturacak Atatürk’ün partisine sımsıkı sarılalım. Asla ve asla AK Partilileri itmiyoruz, MHP’lileri ayırmıyoruz. Tayyip Erdoğan istediği kadar ayrıştırsın. Hep birlikte olacağız, omuz omuza olacağız, bize ‘dur’ dediği yerde değil, çizdiği resmin dediği köşesinde değil, o istiyor diye resmin dışında değil, milletin verdiği yetki ile doğruları yapmak için en doğru yerde duracağız. Tayyip Erdoğan artık bu ülkeyi daha fazla yoksullaştırmak için kavgayı seçemez. O istiyor diye onunla kavga etmeyeceğim. Tayyip Erdoğan biraz daha iktidarını sürdürsün diye yeni ittifak görüntüsü vermek için tarihi bir fırsatı heba etmeye çalışıyor. İzin vermeyeceğim, izin vermeyeceğim. Göreceksiniz millet kazanacak, halk kazanacak, sağduyu kazanacak. O istiyor diye bir adım geri atmam. O istiyor diye bir kelime eksik konuşmam. O istiyor diye bir santim eğil ben. Geri adım atarsam ülkeyi 100 yıl geriye götürecek. Kendince kuracağı sistemle vatandaşlık olgusunu zedeleyecek. Eğer ben bir kelime eksik konuşursam bu milleti susturacak. Bir santim eğilirsem bu millete diz çöktürecek. Bu millet yedi düvele diz çökmedi Tayyip Erdoğan, sana da da çökmeyecek
'Tayyip istifa' diye inerken yüzde 65 Adıyaman kendisini bir kez daha, çıkarsa kendisi yok bir genç bir başka adayı gösterirse yol verirse onu 2 Kasım Pazar günü erken seçime davet ediyorum. Hadi diyorum, ben milletin sorunlarını çözecek adayım var, Ekrem İmamoğlu var, cumhurbaşkanı adayım var. Çıkın karşımıza, çıkın karşımıza. Hodri meydan. Kimse umudu yitirmesin, enseyi karartmayın. Sanmayın ki bütün planları Tayyip Erdoğan yapar, onun hesapları tutar. O dönemler geride kaldı. Artık bu milletin bir hesabı var o hesabı sandıkta görecek, artık bakan evlatlarının değil vatan evlatlarının yüzü gülecek. Sizi Abdurrahman’ın size emanet ediyorum. Adıyamanlı Kürtlere Adıyaman’daki Türklere, Adıyaman’daki Türkleri Adıyaman’daki Kürtlere, Lazına, Çerkezini, göçmenini, romanına, Türk milletini birbirine emanet ediyorum. Hepinizi çok seviyorum, hepinizin karşısında saygıyla eğiliyorum. Biz kazanacağız."