Özgür Özel'den AKP'nin kalesi Bayburt'ta yağmur altında tarihi miting!

Özgür Özel

CHP'nin Ekrem İmamoğlu'na Özgürlük talebi ile başlattığı miting serisinin onuncusu Bayburt'ta düzenledi. CHP Lideri Özel, yağmur altında yoğun katılımlı bir mitingde konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bayburt'ta Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinglerinin 10'uncusunu düzenledi. CHP, 14 yıl sonra Bayburt'ta miting yapmış oldu.

Özgür Özel, konuşmasında hem ekonomik sorunlara hem de Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna dikkat çekti. “Bayburt artık AK Parti’nin değil, milletin kalesidir” diyen Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Bayburt bu iktidara çok dostluk yaptı ama iktidar Bayburt’a yapmadı. Artık Bayburt’un sesini duyurmaya geliyoruz. Bayburt’un eli öpülesi analarına, gençlerine selam olsun.”
İktidarın Bayburt’a yatırım yapmadığını söyleyen Özel, tarım, göç ve genç işsizlik sorunlarını sıraladı:

“Bayburt’un nüfusu 25 yılda 97 binden 83 bine düştü. Gençler ya tarlaya ya da gurbete mahkûm. Bayburt’u yatırım ve istihdamla ayağa kaldıracağız.”
Mitingde Jandarma Teşkilatı’nın 186. kuruluş yılına da değinen Özel, özlük hakları için destek mesajı verdi:

“Canını veren, şark görevlerine yollanan, hakkını alamayan jandarmaya Atatürk’ün partisinden selam olsun.”
İsrail'in Gazze’ye saldırılarına ve Trump’ın Gazze açıklamalarına sert çıkan Özel, iktidarın sessizliğini eleştirdi:

İsrail'in Gazze'deki, Filistin'deki katliamları sürüyor. Şimdi 50.000'den fazla, 50.000'den fazla Filistinli çoğu kadın ve çocuk katledilmişken buna karşı önce Amerika sessiz kaldı. Sonra da Trump geldi. İyi oldu dedi resmen. Bunları buralardan ötelere götürelim dedi. Burayı güzel bir sahil kenti yapayım. Kumarhane açayım dedi. Birileri Trump'a hiçbir şey demedi.
Bu iktidar partisinin, bu iktidar partisinin İsrail'e kısık sesle küçük harflerle konuşması Trump'a karşı ise suspus olması çok çok üzücü, çok rahatsız edici, çok endişe verici, çok şüphe çekici bir iştir. Biz iki gündür İsrail'in İran'a yaptığı saldırıları kınıyoruz.
İran'ın misillemeleriyle işin büyümesinden nükleer sızıntıdan yanı başımızda yeni bir savaştan endişe ediyoruz. Bunun için başta Sayın Erdoğan'ı sadece İsrail'e laf söyleyerek değil Trump'a sen buna niye yüz veriyorsun? Niye şımartıyorsun? Niye tepemize bindiriyorsun? Niye Müslüman kanı döküyorsun diye Trump'a karşı bir dik duruş bekliyorum. Trump'a karşı. Biz yarın orada bir Filistin bayrağı sallanıyor. O abimi, o kardeşimizi gösterin.
Ekonomik krize dair sert açıklamalarda bulunan Özel, asgari ücretlinin ve emeklinin alım gücünün düştüğünü belirtti:

Ecevit'in Bahçeli'nin birlikte koalisyon yaptıkları dönemde o çok eleştirdikleri Bülent Ecevit'in 8 çeyrek altın verdiği bugünkü parayla en düşük emekli maaşı 45-50.000 lira arasında oluyor.
Oralardan 14.000 liralara getirdiler. Bunu emekli hak ediyor mu? Bu durumu asgari ücretli hak ediyor mu? O zaman o zaman seçimden önce 'asgari ücrete yılda 4 kere zam yapacağım' deyip bir kuruş zam yapmayanlara, emekliyi açlığa, sefalete mahkum edenlere karşı Temmuz ayında ya asgari ücretli o ara zammı ve emekli için de seyyanen zammı alacağız ya da bu büyük mücadeleyi meydan meydan taşıyacağız.
Ara zam çağrısı yapan Özel, meydandan hükümete seslendi:

Bursa'da o toplanmazlar gelmezler deyip de gelip ta Recep Tayyip Erdoğan bulvarına kadar doldurduğunuz bu meydandan duyması gereken herkes duysun. Ara zam hakkımız söke söke alırız.
Bayburt bugün bir tarih yazıyor. Bayburt'ta emekliler ve emekçiler omuz omuza ara zammı almanın, söke söke almanın, bir şekilde almanın mücadelesini veriyorlar.
Kamu işçilerinin grev sinyaline de destek veren Özel, emekçilerin 'kaya gibi arkalarında' olduklarını açıkladı:

Vallahi zaman zaman sendikaları eleştirdiğimiz oldu. Ama işçi sendikaları çıkıp direneceğiz. Meydanlardayız. Mücadele edeceğiz diyorsa arkanızdayız, arkanızdayız, arkanızdayız. Kocaeli Gebze'den değil. Bursa'dan değil. Bayburt'tan sesleniyoruz işçi sınıfına. Kaya gibi arkandayız. Kaya gibi arkandayız
Özel, konuşmasında KHK’lılar, atanmayan öğretmenler ve staj mağdurlarına da yer verdi:

Ve özellikle özellikle KHK mağdurları var. Adam "17-25 Aralık'tan önce etle tırnaktık. Hep beraberdik. Bankasını ben açtım. Dershanesine ben gittim. Ne istedilerse verdim. Hiç geri çevirmedim" diyor. Gariban memurun çocuğu burslu olarak dershaneye gitmiş hayatını karartıyor. Ya da bir iftira geliyor. Mahkemeden dönüyor memuru iade etmiyor. Yargılanıyor. Beraat ediyor ama birilerinin zihninde beraat edemiyor. KHK mağdurlarını da atanmayan öğretmeni de staj ve çıraklık mağdurlarını da Türkiye'nin dört bir tarafındaki tüm mağdurları da büyük bir dayanışma duygusuyla biz sahipleniyoruz. Halk Partisi sahipleniyor.
Ülkesine vatanına, milletine ihanet edenden altındaki tankı üstüne sürenden F16 ile meclis bombalayandan asla bahsetmiyoruz. Onlar cezalarını sonuna kadar çeksinler. Ama sen bu bankaya kira yatır. Sen bu bursa al. Sen bu sıkıntı içinde şuraya gel deyip de mağdur edilen kardeşlerime söylüyorum. Bir daha kimsenin böyle peşine takılmamak lazım. Bu ülkede peşine takılıncak iki tane bu topraklarda yolundan izinden gidilecek iki Mustafa var. Bir peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve Sellem Muhammed Mustafa bir de bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Allah kimseyi ne peygamberimizin izinden ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden ayırmasın. Onun dışındaki bütün yollar batıldır.
Konuşmasının son bölümünde İmamoğlu’nun tutukluluğunu hatırlatan Özel, “Bu bir iftira sürecidir” dedi:

“87 gündür içeride tutulan İmamoğlu’na iftira atanlar, milletin vicdanında mahkûm oldu. Erdoğan’a sesleniyorum: Hodri meydan! Duruşmayı TRT’den canlı yayınlayın.”
Mitingde Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’den gönderdiği mektup da CHP Bayburt İl Başkanı Haktan Yücel tarafından okundu. İmamoğlu mektubunda şunları söyledi:

“Zulmü bilir ama diz çökmez Bayburt. Milletin sesine ses olmaktan men edilmek isteniyoruz. Ama umutsuz olmayın, yeniden dirileceğiz.”
Miting, yoğun yağmura rağmen kalabalığın alanı terk etmemesiyle dikkat çekti.

Bayburt’ta Çoruh Nehri üzerindeki köprüye CHP milletvekillerince “İmamoğlu’na Özgürlük” pankartı asıldı.

Mitingde anbean yaşanan gelişmeler de şöyle:

ÖZEL KONUŞTU 
CHP Genel Başkanı Özgür Özel:

Anadolu'ya gelen Türkleri bağrına basan Çoruh Nehrinin kıyısında yeşeren Dede Korkut Diyarına, be böreğin yurduna selam olsun. Bayburt'un yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan güzel insanlarına selam olsun. Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan tarihi İpek yoluna Evliya Çelebi'nin zengin yurt dediği güzel Bayburt'a Bayburt'un eli öpülesi analarına, babalarına, dedelerine, gencecik evlatlarına selam olsun.

Hoş geldiniz. Bayburt Rus işgaline direnen bir asır önce direnen Kop savunmasında bu vatan için kanını verenlerin, canını verenlerin zulmü gören zulme teslim olmayanların ateşten geçen yanan ama teslim olmayanların direnişin haysiyet mücadelesinin kenti Bayburt selam olsun sana.

Miting diyeceğiz dedik. "Gitme Bayburt'a. Oraya Gezi gelmedi." dediler. Bayburt'a gideceğim diyorum. Gitme Bayburt'a. 19 Mart'tan sonra Bayburt'ta bir şey olmadı. Ben gideceğim Bayburt'a diyorum."Bayburt AK Parti'nin kalesi" dediler.


"MİLLETİN KALESİ"
Dedim ki bu ezberler bitti. Bu eski siyaset bitti. Bayburt'a gideceğim. Bayburt'a selam vereceğim. Bayburt'la kucaklaşacağım. Bayburt bizi bağrına basacak dedim. Bugün artık öyle siyasi partilerin kalesi, kale siyaseti bitmiştir.

Artık Bayburt ne AK Parti'nin ne Tayyip Bey'in ne başkasının değil Bayburt bir bütün olarak bu milletin kalesidir. Bu milletin kalesidir.

Artık Bayburt iktidar dostu bir şehir diye değil. Çünkü Bayburt bu iktidara çok dostluk yaptı, çok destek verdi. Ama iktidar Bayburt'un ona yaptığı dostluğu Bayburt'a yapmadı. Bunun için artık biz şimdi Bayburt'un sesini duymaya, duyurmaya Allah'ın izniyle ilk seçimlerden sonra Bayburt'ta yapılmayanı fazlasıyla yapmaya geliyoruz inşallah. Bugün bugün Bayburt birazdan sorunlarını konuşacağım. Ama jandarmamızın bolca görev yaptığı ve o Jandarma ki şehirde görev olması gerektiği zaman polisin de imdadına yetişen o Jandarma. Kırsalda var, hapishanede var, köyde var, yaylada var, gece var, gündüz var. Mesai yok, uyku yok, var gücüyle çalışıyor.

Bugün o teşkilatın kuruluşunun 186. yıl dönümü ve kahraman Jandarma şehit ver deyince şehidi veren canını ver deyince canını veren Jandarma. Ama günü gelince de 5 kere şark görevine zorlanan Jandarma. Astsubayın tazminat sorununun olduğu Jandarma. Uzmanının kadro sorununun olduğu Jandarma özlük hakları sorunuyla her birinin zorluklar yaşadığı o jandarmaya buradan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinden bir selam çakıyorum. Sorunlarınızı biliyoruz, çözmeye geliyoruz. Hepinizden Allah razı olsun.

Bayburt'ta gezerken 3 kardeşim 30-35 yaşlarında dediler ki Genel Başkan ya bu Bayburt'a öyle birini belediye başkanı gösterin ki hepimiz oy vereceğiz.

Dedim ki nasıl olacak bu iş? Diyorlar ki CHP burada güçsüz. Dediler ki biz bıktık artık dön dolaş aynı isimlerden. Birinin aday yapmadığını öbür partinin aday etmesinden. Oyları alınıp hizmetin aksamasından. Bin türlü şikayetimiz var. Hem çiftçilik yaparız, hem dolmuşçuluk. Hem çiftçilik yaparız, hem işçilik yaparız yine de geçinemeyiz.

Nasıl biri olsun biliyor musun dedi biri. Dedim nasıl biri olsun? Ferdi Zeyrek gibi biri olsun dedi. Geçen hafta Geçen hafta bugün lımuzu adalet onurumuzu Başkan onurumuzu Bir haftalık ilk 3 günü büyük bir korku son 4 günü büyük bir yastan dün babamın evinden, anamın kucağından canım Manisam'dan ilk kalktım Bayburt'a geldim.

ESKİ CUMHURBAŞKANLARI GÜL VE SEZER'E TEŞEKKÜR
Buradan sizin şahsınızda tüm siyasi partilere önceki Cumhurbaşkanlarımız Ahmet Necdet Sezer'e, Abdullah Gül'e ve Ferdi için dua eden, üzülen, gözyaşı döken her birinize herkese Türkiye'de yürekten teşekkür ediyorum. Bayburt'un şahsında hepsinden Allah razı olsun.

YAĞMUR ALTINDA MİTİNG
Biz Ege'de miting yaparken, Trakya'da miting yaparken yağmur yağarsa hep bereketinle geldin dediler. İnşallah bu Bayburt'a Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bereket getireceğiz inşallah. Bereket getireceğiz.

Üç genç Bayburtlu arkadaş şunu diyor. Yalnız hiç Bayburt'ta görünmediniz diyor. Örgütümüz var. İl ilçe başkanlarımız var. Bir mücadelemiz var ama bizde de kusur var. 14 yıl sonra bir genel başkan geliyor. Uzun süredir miting yok.

Temas yok. Bundan sonra size söz olsun bir gözümüz, bir kulağımız, bir ayağımız Bayburt'ta olacak. Burada Bayburtspor'lu kardeşlerim var mı? Bu Bayburtspor, Gümüşhanespor eskiden deve dişi gibi takımlardı.

Sordum Amatör kümeye düşmüşler. Osmanlıspor diye bir takımı alıp nerelere getirenler bazı işleri çok profesyonel yapanlar Bayburt'u amatöre düşürmüşler. Vallahi güçten yana olmak kolay. Zengin sevmek kolay. Şampiyonları tutmak kolay. Biz bundan sonra Manisa'mızın yanında bir de Bayburtspor'u tutalım inşallah.

Uğradığınız haksızlıkları duydum. Yanınızdayız, arkanızdayız. 25 yıl önce Türkiye'nin nüfusu 67 milyon. Bugün 86 milyon. Neredeyse 20 milyon nüfus arttı 25 yılda. Bayburt'umuzun o gün nüfusu 97.000 bugün 83.000. Türkiye büyümüş Bayburt küçülmüş. Normalde Bayburt'un da 125.000 olması lazımken inmiş 83.000'e. 180.000 Bayburtlu İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Bursa'da, Kocaeli'nde yaşıyor. Ama Bayburt'ta bir gelecek göremeyen gençler Bayburt'tan buralara göçüyor. Bayburt'ta yatırım yapmak istesen 1001 tane zorlukla karşılaşıyorsun.

Bayburt'un oyunu alanlar iş hizmet etmeye gelince Bayburt'u çantada keklik gördükleri için Bayburt'u unutuyorlar. Seçim günü yüzünü dönenler, seçimden sonra sırtını dönüyorlar Bayburt'a. Baktım Sanayi %2. Hizmet sektörü %23 tarım %75. Buna rağmen tarımın alanı 5 biri azalmış. %20 kaybetmiş. Bayburt'ta çiftçinin ortalama yaşı 58'e çıkmış.

Genç çiftçilerin 4'ünden 3'ü seneye gözü yolda. Yani Bayburt'ta doğru yatırımlar yapılmayınca gencin karşısında ya tarlaya ya gurbet kalıyor. Bayburt'u tarlaya ya da gurbete zorlayan bu sisteme inat Bayburt'a yatırım getirmeye fabrikalar kurmaya gençlerimizi bu güzel şehirde tutmaya söz veriyoruz hep beraber.

Bayburt'un oyunu alanlar iş hizmet etmeye gelince Bayburt'u çantada keklik gördükleri için Bayburt'u unutuyorlar. Seçim günü yüzünü dönenler seçimden sonra sırtını dönüyorlar Bayburt'a. Baktım Sanayi yüzde 2. Hizmet sektörü yüzde 23 Tarım yüzde 75. Buna rağmen tarımın alanı 5 biri azalmış. Yüzde 20 kaybetmiş.

Bayburt'ta çiftçinin ortalama yaşı 58'e çıkmış. Genç çiftçilerin dördünden üçü seneye gözü yolda. Yani Bayburt'ta doğru yatırımlar yapılmayınca gencin karşısında ya tarla ya gurbet kalıyor.

Bayburt'u tarlaya ya da gurbete zorlayan bu sisteme inat Bayburt'a yatırım getirmeye fabrikalar kurmaya gençlerimizi bu güzel şehirde tutmaya söz veriyoruz hep beraber. Bir de verilip de tutulmayan sözler var.

Bütün Türkiye donda yandı. Bayburt'ta kışın yoğun kar ve kalkmayan kardan sonra tohumlar çürüdü. Zararın telafisi lazım, destek lazım, kredi borçlarının kapatılması lazım. Bu sesleri birilerinin duyması lazım.

Bu hafta mecliste Bayburt'un bütün sorunları meclis gündeminde olacak. Bayburtlu çiftçi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sesini duyuracak. Sadece Bayburt'un değil, ülkenin tamamı büyük sıkıntılar içinde. Söz karar millette olması gerekirken 23 yıldır AK Parti seçimleri kazanmış, biz de ona saygı duymuş, muhalefet görevi yapmışken 31 Mart'ta ilk kez onlar ikinci parti oldular. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra 1. parti oldu. Bizim 47 yıl gösterdiğimiz anlayışı 47 yıl gösterdiğimiz sabrı 47 yıl gösterdiğimiz millete saygıyı 47 gün göstermediler.

"MEŞRUİYET KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Ve bugün 31 Mart yerel seçimlerinden beri 1. parti olan partimiz oy sıralamasında bütün anketlerde en yakın rakibinin 7 puan önündedir. Ama iktidar buna saygı duymak yerine saldırmaktadır.

Şimdi arkasında milletin desteği olmayanlar sandıktan kaçarak Türkiye'yi vesayetle baskıyla yönetmeye çalıştıkları için ekonomiye de çok zarar veren bir meşruiyet krizi ile karşı karşıyayız. Bu krizi aşamayınca milletin kararıyla inatlaşan iktidar yasama yürütme ve yargıyı şahsileştirmiş, egemenliği altına almış, talimata bağlamış ve Türkiye'ye büyük bir kurumsal çöküş yaşatmaktadır. Sadece bir kişinin bir grubun bir partinin bir grup yöneticisinin onay verdiği ama milletin asla hoş görmediği bir sürecin içindeyiz.


Çünkü onlar kendilerini geleceklerini düşünürken Bayburtlu'yu, milleti düşünmüyorlar ve bedeli maalesef suçu olmayanlar ödüyor. Asgari ücretli 22.000 liraya geçinmeye zorlanıyor. Bugüne kadar asgari ücret zam aldığı andan itibaren 3.300 lira eridi bile TÜİK rakamlarına göre.

"ECEVİT DÖNEMİ OLSAYDI EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI 45 BİN LİRA OLACAKTI"
AK Parti geldiği gün asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu. Bugün asgari ücret 3 çeyrek altın alabilir duruma geldi. Herkes hesabını yapsın. AK Parti'den önce 7 çeyrek AK Parti gelince 3 çeyrek. Diğer taraftan emekliler en düşük emekli maaşı malum. Biz en düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını savunuyoruz.

Ama 14.500 lira veriyorlar. AK Parti gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 asgari ücret, şimdi pardon en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın şimdi 2 çeyrek altın alıyor. Emekliler AK Parti'nin yaptığını görmek lazım.

Nasıl her zamda cebinizden biraz biraz biraz alarak nasıl sizi bugünkü hesapla o beğenmedikleri Ecevit'in Bahçeli'nin birlikte koalisyon yaptıkları dönemde o çok eleştirdikleri Bülent Ecevit'in 8 çeyrek altın verdiği bugünkü parayla en düşük emekli maaşı 45-50.000 lira arasında oluyor.

Oralardan 14.000 liralara getirdiler. Bunu emekli hak ediyor mu? Bu durumu asgari ücretli hak ediyor mu? O zaman o zaman seçimden önce asgari ücrete 4 kere yılda zam yapacağım deyip bir kuruş zam yapmayanlara emekliyi artık açlığa, sefalete mahkum edenlere karşı Temmuz ayında ya o ara zammı asgari ücretli için emekli için de seyyanen zammı alacağız ya da bu büyük mücadeleyi meydan meydan meydan meydan taşıyacağız.

"ARA ZAMMI SÖKE SÖKE ALIRIZ"
Bursa'da o toplanmazlar gelmezler deyip de gelip ta Recep Tayyip Erdoğan bulvarına kadar doldurduğunuz bu meydandan duyması gereken herkes duysun. Ara zam hakkımız söke söke alırız.

Bayburt bugün bir tarih yazıyor. Bayburt'ta emekliler ve emekçiler omuz omuza ara zammı almanın söke söke almanın bir şekilde almanın mücadelesini veriyorlar.

350.000 tanesi 350.000'i 6 aydır bekliyor. 250.000'i de 3 aydır bekliyor. Sendikaları Türk İş ve Hak İş 27 Şubat'ta tekliflerini sundu. Bugüne kadar sustular. 2 haftadır hep birlikte dile getiriyoruz. Dediler ki gerçek enflasyona göre değil hedef enflasyona göre zam vereceğiz. Değerli Bayburtlular enflasyon gerçekte biliyorsunuz geçen sene %100'dü. Bu sene de %80 hesaplıyor Enak. Geçen sene 100 lira olan mal bu sene 180 liraysa enflasyon %80'dir. Ama TÜİK ne demek TÜİK? T Ü İ K Tayyip Bey'i üzmeyen İstatistik Kurumu. Kimi üzüyor? Emekliyi üzüyor. Asgari ücretliyi üzüyor. Şimdi de kamu işçisini üzecek. Ne yaptılar geçen sene hatırlayalım. Gerçek enflasyon %80. TÜİK 45 dedi. 45'i bile vermediler. %30 verip %15 herkesin cebinden çaldılar. Şimdi de kamu işçisine enflasyon TÜİK'e göre 35'ken ilk 6 ay 16 2. 6 ay 8 vereceğiz diyorlar. Sendikada demiş ki bu yaz hareketli geçecek.

Vallahi zaman zaman sendikaları eleştirdiğimiz oldu. Ama işçi sendikaları çıkıp direneceğiz. Meydanlardayız. Mücadele edeceğiz diyorsa arkanızdayız, arkanızdayız, arkanızdayız. Bayburt'tan Bayburt'tan bir söz alalım. Bir söz alalım. Kamu işçisi için emekli için emekçi için kim yollara düşerse kim meydanlara koşarsa, kim eyleme çıkarsa sonuna kadar arkasında durmaya var mıyız? Var mıyız? İşte bu sesi Bayburt'tan duyun. Kocaeli Gebze'den değil. Bursa'dan değil. Bayburt'tan sesleniyoruz işçi sınıfına. Kaya gibi arkandayız. Kaya gibi arkandayız. Tabii mağdurlar mağdurlar sadece emekli, asgari ücretli kamu işçisi değil.

Büyük bir kurumsal çöküşün içindeyiz. Geniş tabanlı işsizlik. Bu gençlerde %38 kadınlarda %40 son 10 yılın en yüksek rakamı var. Hepiniz biliyorsunuz. Geçen sene 3.2 milyonda 4.7 milyona çıktı ev gençleri. Ne demek ev genci? Ne okulda, ne işte. Ne eğitimde ne istihdamda. Maalesef sobanın dibinde anasının dizinin dibinde. Ev genci 4.7 milyon. Bu gençler bunu hak etmiyorlar. Bu gençler bu haksızlığı hak etmiyorlar. O yüzden işsizlik sorununu çözmek diğer tüm sorunlar kadar kritiktir, önemlidir. 1,5 milyon atanamayan, atanmayan öğretmenimiz var. Staj ve çıraklık mağdurları var.

ÖZEL'DEN KHK MAĞDURLARI ÇIKIŞI "ASLA MİLLETE İHANE EDENLER BAHSETMİYORUZ"
Ve özellikle özellikle KHK mağdurları var. Adam "17-25 Aralık'tan önce etle tırnaktık. Hep beraberdik. Bankasını ben açtım. Dershanesine ben gittim. Ne istedilerse verdim. Hiç geri çevirmedim" diyor. Gariban memurun çocuğu burslu olarak dershaneye gitmiş hayatını karartıyor. Ya da bir iftira geliyor. Mahkemeden dönüyor memuru iade etmiyor. Yargılanıyor. Beraat ediyor ama birilerinin zihninde beraat edemiyor. KHK mağdurlarını da atanmayan öğretmeni de staj ve çıraklık mağdurlarını da Türkiye'nin dört bir tarafındaki tüm mağdurları da büyük bir dayanışma duygusuyla biz sahipleniyoruz. Halk Partisi sahipleniyor.

Ülkesine vatanına, milletine ihanet edenden altındaki tankı üstüne sürenden F16 ile meclis bombalayandan asla bahsetmiyoruz. Onlar cezalarını sonuna kadar çeksinler. Ama sen bu bankaya kira yatır. Sen bu bursa al. Sen bu sıkıntı içinde şuraya gel deyip de mağdur edilen kardeşlerime söylüyorum. Bir daha kimsenin böyle peşine takılmamak lazım. Bu ülkede peşine takılıncak iki tane bu topraklarda yolundan izinden gidilecek iki Mustafa var. Bir peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve Sellem Muhammed Mustafa bir de bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Allah kimseyi ne peygamberimizin izinden ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden ayırmasın. Onun dışındaki bütün yollar batıldır.

Yağmur başladı. Doluya çevirdi. Dedim korktum. Bayburtlular buraya kadar geldi ama dağılır mı diye. Doluda bile dağılmayan Bayburt'a helal olsun, selam olsun. Dünyamızın çevresi yangın yeri. Rusya-Ukrayna Savaşı sürüyor. Suriye'deki istikrarsızlık sürüyor. Filistin'e, Filistin'de İsrail'in Gazze'deki, Filistin'deki katliamları sürüyor. Şimdi 50.000'den fazla, 50.000'den fazla Filistinli çoğu kadın ve çocuk katledilmişken buna karşı önce Amerika sessiz kaldı. Sonra da Trump geldi. İyi oldu dedi resmen. Bunları buralardan ötelere götürelim dedi. Burayı güzel bir sahil kenti yapayım. Kumarhane açayım dedi. Birileri Trump'a hiçbir şey demedi.

Bu iktidar partisinin, bu iktidar partisinin İsrail'e kısık sesle küçük harflerle konuşması Trump'a karşı ise suspus olması çok çok üzücü, çok rahatsız edici, çok endişe verici, çok şüphe çekici bir iştir. Biz iki gündür İsrail'in İran'a yaptığı saldırıları kınıyoruz.

İran'ın misillemeleriyle işin büyümesinden nükleer sızıntıdan yanı başımızda yeni bir savaştan endişe ediyoruz. Bunun için başta Sayın Erdoğan'ı sadece İsrail'e laf söyleyerek değil Trump'a sen buna niye yüz veriyorsun? Niye şımartıyorsun? Niye tepemize bindiriyorsun? Niye Müslüman kanı döküyorsun diye Trump'a karşı bir dik duruş bekliyorum. Trump'a karşı. Biz yarın orada bir Filistin bayrağı sallanıyor. O abimi, o kardeşimizi gösterin.

Biz yarın Saadet Partisi'nin davetiyle çok sayıda muhalefet partisi yarın akşamüstü Üsküdar'da toplanıyoruz. Filistin'e sahip çıkıyoruz. İsrail'e meydan okuyoruz. Filistin'le dayanışma gösteriyoruz. Ben bu konuda bütün Türkiye'nin birlikte olması gerektiğini, Filistin meselesinin Türkiye'nin ulusal meselesi, milli meselesi olduğunu hatırlatıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak da herkes şunu bilsin ki 3. genel başkanımız Başbakan Bülent Ecevit'le Yaser Arafat'ın ilişkisi neyse bizim Filistin'le olan ilişkimiz odur. Değerli değerli Bayburtlular, 19 Mart darbesinin üstünden tam 87 gün geçti. Cumhurbaşkanı adayımız 15,5 milyon oyla Cumhurbaşkanı adayı gösterdiğimiz sevgili Ekrem İmamoğlu tam 87 gündür içeride tutuluyor. Bunun için 60 milyar dolar rezerv sattılar. Borsa çöktü. Yabancı yatırımcı kaçtı. Adalete güven dip seviyelerin de altına ulaştı.

Biz bu kabustan, biz bu kabustan Türkiye'yi çıkarmak için bu darbeye teslim olmamak için esas olanın milli irade olduğunu bir kez daha söylemek için o gündür, bu gündür. Önce Saraçhane'de 7 gün 7 gece. Sonra Maltepe'de 2,5 milyonla. Ardından Samsun'dan yola çıkarak ve tüm Türkiye'yi meydan meydan adım adım gezerek bu haksızlıklara, bu iftiralara karşı direniyoruz. Şunu söyleyelim. Bu iftiraların tamamı. Örneğin ilk gün, daha ilk gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 560 milyar lira çalmışlar dediler. Bunun 6 yıl boyunca İstanbul'un bütçesinin 496 milyon olduğu. Bunun %60'ın, 70'inin sabit ödemelere gittiği...

Bütün hizmetlerin buradan yapıldığı, Sayıştay denetiminde 1 kuruşun hesabının verilemediği ortaya çıktı. Bir daha konuşmuyorlar. Ama her gün bir yeni yalan. Doğrusu çıkınca bir daha susuyorlar. Her gün yeni bir iftira atıyorlar. Masum kadınları evlatlarıyla tehdit ediyorlar. İş adamlarının şirketine çöküp buraya bir imza at. Şirketinin başına geç diyorlar.

Eğer bu imzayı atarsan evine gidersin. Yoksa 20 yıl yersin diye insanları itirafçılık adı altında iftiraya zorluyorlar. Ama o günden bugüne ne bir kuruş yolsuzluk, ne bir kuruş rüşvet ne de hesabını veremeyeceğimiz bir tane soru soramadılar. Buradan yiğit Bayburtluların gözünün içine baka baka söylüyorum. Sayın Erdoğan bundan tam 3 ay önce demişti ki, 87 gün önce göreceksiniz bir ay sonra birbirlerinin yüzüne birbirlerinin gözüne ailelerinin yüzüne bakamayacaklar. Ben her siyasi görüşten Bayburtlu'nun olduğunu bildiğim bu meydanda Bayburtluların gözünün içine baka baka söylüyorum ki söylenenlerin tamamı iftiradır, iftiradır, iftiradır. Anketler, anketler. Tayyip Erdoğan'ın atadığı siyasi savcıya inananlar %25. Geri kalan insanlar inanmıyor. Şimdi bilmiyor musunuz Bayburt'ta AK Parti güçlü. MHP güçlü. Siz de şahitsiniz. Bayburt'ta bu iftiralara inanan var mı? Yok. Var mı? Yok. Namuslu, şerefli insanlara kara çalmak, aileleriyle uğraşmak, çocuklarıyla tehdit etmek, yıllarca emek emek biriktirilmiş olan mal varlıklarına çökmek. Daha sonra da dediğim gibi iftira at al buradan çık demek hukuk değildir. Yapılan iş siyaset de değildir. Bunun için buradan Sayın Erdoğan'a bir kez daha büyük bir özgüvenle sesleniyorum ki sen savcına mı güveniyorsun? Ben arkadaşlarıma güveniyorum. Hadi o zaman iddianameyi hazırlayın. Kanıtları çıkarın, mahkemeyi TRT'den yayınlayın. Hodri Meydan, Hodri Meydan.

Biz Manisa'da, Ege'de, Aydın'da, Denizli'de, Muğla'da keşkek deriz. Siz herse diyorsunuz. Doğru mu? Diyor ki, Başkanım diyor herse kaynatıyorlar diyor. Herse diyor iyi niyetle güzel yaparsan iyi olur. Yanlış yaparsan katran olur diyor. Bu diyor 31 Mart'ta bu siz seçimi kazanıp da birileri hazmedmeyince geldiler diyor bir herse kazanı yaktılar diyor. Altına yalanı kattılar diyor. Altındaki ateş yalan. İçine iftira kattılar diyor. Başına cübbeli bir aşçı getirdiler diyor. Yalanı harlıyor, iftirayı karıştırıyor diyor. Her Senin dibi tuttu katran oldu. Bayburtlu bu yalanı yemez artık diyor. Doğru anlamış mıyım? Şu kadarını söyleyeyim. Bu kadar yağmuru yediniz ayrılmadınız. Allah sizden razı olsun. Şurada gördüğünüz yiğit evladınız Ekrem İmamoğlu var ya? Ekrem Başkanı seviyor muyuz? O Cumhurbaşkanı olunca bu ülkede yoksulluğu bitirecek, gelir adaletini getirecek. Haksızlığı bitirecek, mahkeme adaletini getirecek. Eşitsizliği bitirecek, sosyal adaleti getirecek. İmamoğlu gelecek, köylü yeniden milletin efendisi olacak. İşsizin, emeklinin, emekçinin karnı doyacak. Tüm gençler hayallerini dışarıda değil Türkiye'de kuracak, Bayburt'ta kuracak ve bu toplum artık huzur bulacak. Buradan Cumhurbaşkanı adayımıza bir yürekten alkış alalım. Ekrem Başkan'a bütün arkadaşlarımıza tüm yol arkadaşlarımız olarak Mansur Başkanımızla birlikte hep beraber sahip çıkıyoruz. Türkiye sahipsiz değil. Hep beraber hep beraber bu Türkiye'yi kurtaracağız. Size söz veriyorum.

İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU 
CHP Bayburt İl Başkanı Haktan Yücel, İmamoğlu'nun mektubunu okundu:

Sayın Ekrem İmamoğlu'nun hemşehrilerimize Silivri Zindanlarından gönderdiği mektubudur:

Çoruh'un onurlu insanları Kop Dağının yiğit çocukları Yüce dağlar arasındaki yüce gönüllü karakterli halkın şehri Bayburt. Sizlere kilometrelerce uzakta haksızlığa ve hukuksuzluğa hapsedildiğim Silivri zindanlarından sesleniyorum.

Trabzonlu kardeşiniz olarak Bayburt'u iyi bilirim. Bayburt halkı ıssızlığın ve tenhalığın ne demek olduğunu bilir. Soğuk havanın, uzaklığın, ihmal edilmenin ne demek olduğunu bilir. Mezalim görmüş bir şehirdir. Zulmü bilir ama diz çökmez. Haklarını kazanmak için gerektiğinde mücadele vermiş bir kenttir. Mücadeleyi de bilir. Bu sebeple beni çok iyi anlayacağınızı uzaklarda bir hapishane hücresinde sizlere duygularını yazan kardeşinizi bağrınıza basacağınızı da biliyorum.

Milletin sesine ses olmaktan men etmeye çalışıyorlar kardeşlerim. Benim ve mesai arkadaşlarımın suçsuz, günahsız yere tutsak edildiğimizi tüm Türkiye biliyor.

Amaçları bizim halka hizmet etmemizi engellemek bu millet için siyaset yapmaktan uzak tutmak ama bunu başaramayacaklarını milletin akın akın meydanlara koşarak iradesine sahip çıkmasıyla gördüler. O yüzden her gün zulümlerini arttırıyorlar.

Onlar bugün zalimler zümresine adlarını yazdırıyorlar. Bunu biz yapmıyoruz. Kendi kendilerini bu hallere düşürdüler.

Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları ekonomi mutfakta boş kalan tencereler istediğine vurmak için sopaya sopaya dönüştürülmüş hukuk sistemi kadim kurumlarımızı ve değerlerimizi çürüttüler.

Bile isteye milli iradeyi hiçe sayarak bu canım ülkeyi sadece kendileri ve yandaşları için yaşanılabilir diğer herkesin sıkıntı çektiği bir hale getirdiler. Yetmedi. Koltuklarını kaybetmek korkusu ile titreyerek karşılarına dikilen herkese ceza yağdırmaya başladılar.

Onlar zalim oldular. Bizler mazlum. Onlara zalimlik çok yakıştı. Biz ise onlar gibi zalim olmaktansa mazlum olmayı tercih ederiz. Yüzyıllardır bu şehrin yalnızlığına tanıklık eden Bayburt Kalesi şahittir ki Bayburt halkı devletini sever, devletine itaat eder. Fakat Bayburt halkı da ister ki devlet adil olsun. Hakkaniyetli olsun. Bugün geldiğimiz noktada saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiş, 1000 yıllık devlet geleneklerine baş aşağı etmiş devletin içi boşalmış bir iktidar eliyle sizlerin güvenliğini sarsıldığını çok iyi biliyoruz.


Sakın umutsuzluğa kapılmayın kardeşlerim. Güvendiğimiz, sırtımızı yasladığımız devlet geleneğimizi birlikte yeniden inşa edeceğiz. Yeniden devlet ebed müddet diyeceğiz. Yeniden birlik olmayı öğreneceğiz. Onlar zulümlerini arttırdıkça biz yeniden dirileceğiz. Meydan meydan çoğalacağız. Bu dirilişte yanımızda olursanız bu yolculuk çok güzel olacak. Siz varsanız her şey çok güzel olacak. Her şey Bayburt'ta da çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.

MANSUR YAVAŞ KONUŞTU 
 

Demokrasi istiyoruz. Hukuk istiyoruz. Demokrasinin hukukun olmadığı yerde ekmek de olmaz. Türkiye'deki siyaset maalesef çok gergin gidiyor.

Oysa etrafımızdaki savaşları da gördüğümüz zaman birlik beraberlik içerisinde olmamız gereken bir zamandayız. Siyaset asla bizi ayırmamalı.

Siyaset bir zenginlik, fikirlerin zenginliği olmalı. Bölünme amacı olmamalı. Bölmemeli, bizi bütünleştirmeli. Bunu neden söylüyorum? 2019 yılında aday olduğumuzda mevcut bakamlarını bırakmamak için Ankara'daki rantları başkasına bırakmamak için o düzenin devam etmesi için biz daha iyi yönetiriz deyip aday olduğumuzda bütün televizyonlarda gördünüz. Neler söylediler?

İşçileri çıkaracaklar. Yardımları kesecekler. Bunlar belediyeyi yönetemezler. Su sayaçlarını PKK'lılar okuyacak. DHKP-C'liler fatura getirecek dediler. Neden yaptılar bu karalamaları? O koltukları bırakmamak için.

Ancak Ankara Halkı bunlara inanmadı. Ankara Halkı inanmadığı gibi Türkiye çapında 11 tane Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladık. Halk yaptığımız hizmetlerden memnun oldu ki hemen hemen bu 11 belediye başkanımızın tamamı oylarını artırarak seçtiği gibi tekrar seçildiği gibi sayımız da arttı.

Türkiye çapında 250 belediyemiz varken şu anda 420 civarında belediyemiz oldu. Belediye başkanlarımız halktan yana farklı bir belediyecilik yaptılar. Yardımları kesecek derken paket paket evlere koli dağıtmak yerine inancımıza uygun bir şekilde biz onlara kart verip onlara para yükledik.

Esnaftan çoluğunun çocuğunun istediğini almasının yolunu seçtik. Bize ne demedik. Ekonomiyi kötü yönettiler. Elme biz de uzak duralım da vatandaş iyice bir yokluğu hissetsin diyemedik. Vicdan sahibi olarak Bağadır herkese sahip çıktık. Şu anda ben Ankara'da 210.000 aileye düzenli şekilde destek oluyorum.

Eskiden yapılmadığı şekilde oluyorum. Bu iktidar emeklilere 14.000 küsur lirayı layık gördü. Bu yaşa gelmiş insanlar bu parayla nasıl geçinir? Kira mı ödeyecek? Başka tür şeyleri mi ödeyecek? Ne yiyecek ne içecek demediler.

Şu anda ben Ankara'da tam 74.000 küsur emekliye düzenli şekilde her ay 2.100 lira nakit yardımı yapıyorum. Yani bütün harcamalarınızı halktan yana yapıyoruz. Asgari ücreti biliyorsunuz, düşük ilan ettiler.

Bunun üzerine biz asgari ücret programı yaptık. Şu anda 15.000 kadar asgari ücretliye de düzenli şekilde yardım yapıyoruz.

Ulaşım yardımı yapıyoruz. Çocuğu ortaokul lisede okuyan 50.000 öğrenci ücretsiz taşınıyor. Kreşleri gönderemeyenlerin kreş ücretini servis ücretini ödüyoruz. Ankara Halkı bunları önceden görmedi. 40 civarında yeni kreş açtık. Eskiden sıfırdı. Öğrencilerin barınması için binalarımızı yurt olarak, misafirhane olarak onlara açtık. Dolayısıyla ayrıca bütün engellemelere rağmen yaptığımız hizmetlerle Ankara Halkı bizleri ödüllendirdi. yüzde 51 olan oyumuzu yüzde 61'e 3 olan belediye sayımızı da 16'ya çıkarttı.

Hükümetin bizleri adlandırırken belediye meclisindeki azınlık olmamız nedeniyle topal ördek olarak adlandırılması ve hizmetlerimizin birçoğunun engellenmesiydi. Belediye başkanlarının birçoğu benim odama dahi gelmedi. İlçeleri için bir şey istemediler. Ancak Ankara Halkı onları cezalandırdı ve hiçbirisi seçimi kazanamadı.

Şu anda siyaset sahnesinde yoklar. Bunu neden söylüyorum? Eğer bu şekilde belediyelerimize yapılan hücumlar devam ederse Türk milleti yarın sandığa gittiği zaman bu engellemeleri yapanlara, bu haksızlıkları, adaletsizlikleri yapanlara sandıkta çok büyük bir ders verecektir. Buna kalbim kadar inanıyorum. Sevgili Bayburtlular, sadece sosyal belediyecilik değil, üretken belediyecilik de yaptık. Siz burada tarımla hayvancılıkta geçiniyorsunuz.

Dönemde sadece kırsal kalkınma desteği denince sadece ve sadece Ziraat Odalarına birer tane traktör vermişler. Biz şu anda 30.000'in üzerindeki çiftçiyle birebir görüşüyoruz. Onlara ücretsiz tohum yardımı, fide yardımı, gübre, mazot yardımı yapıyoruz ki onlar üretsin bizi Hansa George yarın mahkum etmesin diye. Evet hükümet henüz yapmadı. Biliyorsunuz Türkiye'nin birçok yerinde don oldu. 6500 çiftçiye şu anda dondan dolayı gördüğü zararı telafi etmek için yardımcı oluyoruz.

Bakın en son yaptığımız çalışmalardan birisi şu. İçinizde çok emekli vardır. Eczaneye doktora gittiğin zaman katkı payı isterler değil mi? Şu anda Ankara'da hiçbir eczane bizden sosyal yardım alanlardan katkı payı istemiyor. Tamamını Ankara Büyükşehir Belediyesi ödüyor. Yani cebinde parası yok diye ilacı alamamazlık yapamıyor.

Şimdi varmak istediğim sonuç şu. Değerli Bayburtlular, şimdi yeni seçilen belediye başkanlarımızdaki başarı oranı şu anda %58. Bunu görünce daha önce 11 olan belediye sayısı 14'e çıkıp birçok il başkanı da kazanılınca iktidar değişecek korkusuyla bu operasyonlara başladılar. Bakın Ferdi başkanımızı rahmetle anıyorum. Henüz 14 aylık bir belediye başkanı. O kadar başarılı olmuş ki her kesimden on binlerce kişi cenazesine katıldı.

Bunu siz parayla pulla silah soruyla sağlayamazsınız. Dolayısıyla belediye başkanlarımızın bu başarısı iktidarı ürküttü bu operasyonlara başladı. Bizi yargılamayın demiyoruz. Hiçbir dokunulmazlığımız yok. TRT'de canlı yayınlayın.

Ancak tutuksuz yargılayın. Bir kimse cezası Yargıtay'dan onaylanıncaya kadar masumdur. Bunların hepsi maalesef askıya alındı. Hukuk askıya alındı. Sorulduğu zaman %65 bu tutuklamalar siyasidir diyor. Onun için biz bugün buraya Ekrem Başkanla tutuklu belediye başkanlarımızla Ümit Özdağ'la haksız yere tutukların herkese sahip çıkmak, onların hakkını savunmak, sizlere de bu uygulamaları şikayet etmek için geldik. İnşallah en kısa zamanda yapılacak seçimde hak hukuk yerini bulacak ve gerçekten hiç kimseyi ayırmayan, herkesi Türk milletinin şerefli bir ferdi olarak gören bir yönetim gelecek. Kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayıp halktan yana uygulamalarıyla inşallah nasıl belediyelerdeki memnuniyet varsa iktidar değişikliğinden dolayı da ortaya çıkan memnuniyeti inşallah Türk milleti olarak hep birlikte yaşayacağız.


 



Trump'tan İran'a 'eşi benzeri görülmemiş' tehdit

İsrail'in İran'a yönelik saldırılarında çoğu sivil 215 kişi öldü

İran'dan İsrail'e füze saldırısı başladı

İran: Savunma Bakanlığı: İsrail saldırısında 60 kişi hayatını kaybetti

İsrail ve İran arasında karşılıklı saldırılarılarında ölü ve yaralılar var

İsrail Büyükelçiliklerini kapattı

Pezeşkiyan'dan İsrail'e sert saldırı uyarısı: İran'ın cevabı İsrail'i pişman edecek

İran , İsrail'e misilleme için düğmeye bastı

ABD Başkanı Trump’tan Tahran’a açık tehdit

İsrail bir kez daha saldırdı

İlhan Şeşen yaşamını yitirdi

VAN OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ’NDEN MUHTEŞEM BİR DEFİLE.

Antalyalılar Simge ile coştu

“Bir İleri Dönüşüm” Sergisi 39 Galeri’de Sanatseverlerle Buluşuyor!

Oyuncu Leyla Okay vefat etti

Ünlü dansçı Tanyeli hayatını kaybetti

Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti

Dilan ve Engin Polat çifti hakkında "uyuşturucu" soruşturması

Komedyen Selin Dilmaç 'uyuşturucu ticareti' sucundan tutuklandı

Ankaralı Turgut'tan acı haber geldi : Hayatını kaybetti

MANAVGATLI GÜREŞÇİDEN SEKAPARK’TA KÜRSÜ

Kepez’in Milli Takıma uzanan gurur tablosu

Yağlı güreşlerin efsanesi Ali Gürbüz yine zirvede!

Filenin Sultanları Pekin'de Millet Ligi Çin etabında 4 x 4 yaptı

Antalya Büyükşehir Futbol Akademisi kayıtları başladı

Türkiye, ABD'yi 2-1 mağlup etti

MANAVGAT’IN ŞAMPİYONLARI TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETMEYE HAZIRLANIYOR

MANAVGAT BELEDİYESİ GÜREŞ KULÜBÜ’NDEN ANTALYA İL SEÇMELERİNDE BÜYÜK BAŞARI

Minik hokeycilerden büyük başarı

Ali Gürbüz, Aksu Belediyesi Adına güreşecek

Evde Bakım Yardımı hesaplara yatırılmaya başlandı

Babalar Günü: Fedakârlığın ve güvenin simgesi babalar

Bölgesel krizlerin gölgesinde yeniden gündemde: TÜRKÇÜLÜK NEDİR?

Müsavat Dervişoğlu: Öcalan'ı TBMM'ye getiremediler de Türkiye'yi onun ayağına mı götürecekler?

BELEDİYELER SU KRİZİNE KARŞI BULUŞTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saldırılar, uluslararası hukuku hiçe sayan apaçık bir provokasyondur

Özgür Özel: Gözü dönmüş İsrail'in saldırısını kınıyoruz

TBB YEREL YÖNETİM REFORMU ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANDI

Sinan Ateş davasındaki cezalarla ilgili karar açıklandı

Kepez’de vatandaş mağdur edilmiyor, kamu kaynakları korunuyor

Bayramda kesilen radar cezaları iptal edilecek mi?

Kurban Bayramında 3 bin 913 trafik kazasında 44 kişi hayatını kaybetti

Bayramın son gününde Burdur’dan 8 saatte 30 binden fazla araç geçti

Komisyondan geçti: Trafikte hata yapan yandı

ANTALYA’DA TAKSİ ÜÇRETLERİNE ZAM GELDİ

Araç muayene istasyonlarında yeni dönem

Beyaz far kullanımı yasaklanacak mı? Cevabı bu haberde.

4 ayda kırmızı ışık ihlal eden 369 bin 457 kişiye ceza yazıldı

Havadan trafik denetimlerinde 37 bin 56 araca ve sürücüye ceza yazıldı

Ehliyetini kaptıran yanacak

Trump'tan İran'a 'eşi benzeri görülmemiş' tehdit

Hamaney'den İsrail'e: “Çaresiz kalacaksınız”

Antalya Belek Üniversitesi’nde Mezuniyet Coşkusu

Evde Bakım Yardımı hesaplara yatırılmaya başlandı

MANAVGATLI GÜREŞÇİDEN SEKAPARK’TA KÜRSÜ

Bir test, bir hayat

Müziğin genç yetenekleri Kepez’de yetişiyor

Kepez’in gururları

Başkan Kocagöz'ün özel konukları

Babalar Günü: Fedakârlığın ve güvenin simgesi babalar

İsrail'in İran'a yönelik saldırılarında çoğu sivil 215 kişi öldü

İran'dan İsrail'e füze saldırısı başladı

Bölgesel krizlerin gölgesinde yeniden gündemde: TÜRKÇÜLÜK NEDİR?

Özgür Özel'den AKP'nin kalesi Bayburt'ta yağmur altında tarihi miting!

KOTAN’DAN ÜRETEN KADINLARA DESTEK

İran: Savunma Bakanlığı: İsrail saldırısında 60 kişi hayatını kaybetti

MANAVGAT BELEDİYESİ KREŞLERİNDE BABALAR GÜNÜ COŞKUSU

MANAVGAT’TA TÜRKÜ DOLU GECE

BİRTAN ÖZGÜN: “JANDARMA TEŞKİLATIMIZLA GURUR DUYUYORUZ”

Müsavat Dervişoğlu: Öcalan'ı TBMM'ye getiremediler de Türkiye'yi onun ayağına mı götürecekler?

ATA Parti Genel Başkanı Zeybek: “Netenyahu insanlık önünde yargılanmalıdır”

Antalya'nın Su Altyapısına 1 Milyar 250 Milyon TL'lik Dev Yatırım

ÖZEL ÇOCUKLARDAN ANLAMLI DAVRANIŞ: YARALI KARGAYA SAHİP ÇIKTILAR

YILDIRIM: HER BABANIN GÖLGESİ EVLADINA GÜVEN VERİR

Uysal, Muratpaşa'da Sanat hep var

İsrail ve İran arasında karşılıklı saldırılarılarında ölü ve yaralılar var

Antalya Kent konseyi ne yapar?

İsrail Büyükelçiliklerini kapattı

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden Ferdi Zeyrek için lokma dağıtımı

Yaşlı Dostu Kepez, mor kurdeleyle farkındalık yarattı

Yükleniyor