10366,2%-0,04
40,35% 0,24
46,92% 0,49
4349,52% 0,54
6958,85% 0,87
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın yeniden hastaneye sevk edilmesine ilişkin olarak, "Mehmet Murat Çalık'ın bir o kemiğinden alınmış, bu kemiğinden de alınsın. Adam kan hastalığı geçirmiş, kanser geçirmiş. Tekrar etse, ölse sen kazanmış mı olacaksın? Anacığı orada kalpten ölse, gitse sen kazanmış mı olacaksın? 12 yaşında evladını ağlatınca sen mi kazanmış oluyorsun? Ne istiyorsan muhatapların bizleriz ya. Gel, bizden ne istiyorsan, gel hesaplaş. Gel, mücadele et. Ama 12 yaşında çocuğu, 84 yaşında ananın yakasından düşün artık. Daha ne diyeyim ben yani?" diyerek tepki gösterdi.
Özel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın hastaneye sevkinin ardından paylaşılan görsel hakkında, şunları kaydetti:
"Mehmet Murat Çalık, Trabzon'un evladıdır, Maçka'nın evladıdır. Mehmet Murat Çalık, geçmişinde geçirmiş olduğu iki kanser rahatsızlığını ilk Silivri sürecinde hepimizden, kamuoyundan gizlemiştir. Ama daha sonra Mehmet Murat Çalık İzmir'e doğru nakledilmeye kalkınca artık avukatları, onu da dinlemeden dediler ki: 'Yahu, kanser tedavisi gördü. Stresten uzak olması lazım. Yorulmaması lazım. İyi beslenmesi lazım'. Ailesine yakın bir cezaevinden, moralini en yükselten şey, annesi, babası, iki evladı, eşinin onu düzenli ziyaret ediyor olmasıydı. Ta İzmir Buca Cezaevi'ne koyduklarında, avukatları biraz da Murat Başkan'ı aşarak bu bilgiyi paylaştılar. Ben de öğrendiğimde Silivri Cezaevi'nin önündeydim. Sizin muhabir arkadaşınız sordu. O günden bugüne de bu sefer hem bu konudaki toplumsal duyarlılık arttı, hem Murat Çalık'ın sağlığıyla ilgili endişeler arttı.
"12 yaşındaki çocuğu, 84 yaşındaki ananın yakasından düşün artık
İzmir'de nakledildiği hastanede kemiğinden alınan bir örnek, daha önce geçirdiği kanserin nüksetmek üzere olduğunu, bazı değerlerin bozulduğunu gösterdi. O hastane 'cezaevinde kalamaz' raporu verdi. Adli Tıp, İzmir Adli Tıp inisiyatif almadı, reddetti. İstanbul Adli Tıp’a gitmesinin önünü açtılar. İstanbul Adli Tıp’a götürüldü. Onlar da bu sefer İzmir Şehir Hastanesi’ne naklettiler. Şimdi bir daha kemiğinden bir şey alınacak falan. Tabii bu başta değerli anneciğini, babasını ve kız kardeşini, eşini çok üzüyor. Dün akşam, bütün gece... Ben buraya indiğimde öğrendim. Ayrılmıyorlar oradan. Ben eşini, 12 yaşında çocuğunu, anneyi eve davet ettim. Hatta eşim Didem aradı, eve davet etti. Manisa'ya. Çok yakınız biz. Yarım saat mesafedeyiz oraya. Ayrılmıyorlar. 'Biz buradan ayrılmayız. Oğlum burada, ben nasıl gideyim başka yere?' diyor anne. Gerçekten yürekleri parçalayan bir şey.
Ya, bu ülkenin son cumhurbaşkanına şunu tavsiye edeceğim: Bu ülkenin ilk cumhurbaşkanı, Türkiye’yi işgal eden Yunan ordularının komutanı Trikopis, ele geçirilmiş, çadırda titreyerek bekliyor. 'Beni birazdan kurşuna dizecekler' diyor. 'Mustafa Kemal geliyor' diyorlar. 'Elleriyle öldürecek beni' diyor. Adam kendine bunu layık görüyor. Yani çünkü gelmiş, işgal etmiş, yakmış, yıkmış, neler yaşatmışlar. Diyor ki: 'Elleriyle öldürmeye geliyor'. Mustafa Kemal oturtuyor, sigara ikram ediyor. Diyor ki: 'Komutan, bir esir olarak muamele göreceksiniz. Kötü muameleden korkmayın. Canınızdan endişe etmeyin. İlk takasta sizi ordumuza teslim edeceğiz'. İlk esir takası. Sonra da diyor ki: 'Şu manevrayı nasıl yaptınız? Burada bu hatayı nasıl yaptınız?'. Ya bir ülkenin cumhurbaşkanı, işgal orduları komutanına canını bağışlayıp, bir mevkidaşına esir düştükten sonra düşman hukuku değil de esir hukuku uygulayacak bir yüce gönüllülük varken... Şu öz güvene bakın. Ya sizin bu memlekete yaptığınız nedir ya? Mehmet Murat Çalık'ın bir o kemiğinden alınmış, bu kemiğinden de alınsın. Adam kan hastalığı geçirmiş, kanser geçirmiş. Tekrar etse, ölse sen kazanmış mı olacaksın? Anacığı orada kalpten ölse, gitse sen kazanmış mı olacaksın? 12 yaşında evladını ağlatınca sen mi kazanmış oluyorsun? Ne istiyorsan muhatapların bizleriz ya. Gel, bizden ne istiyorsan, gel hesaplaş. Gel, mücadele et. Ama 12 yaşındaki çocuğu, 84 yaşındaki ananın yakasından düşün artık. Daha ne diyeyim ben"
"Bu meselenin çözümü öyle üç partiyle falan olmaz"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın açıklamaları sorulan Özel, şu yanıtı verdi:
"Sayın Bakırhan’ın açıklamalarını okudum, değerlendirmelerini okudum. Toplumda değişik bütün sinir uçları yüzeye o kadar yakın ki... Okuyorum, her şeyden bir şey çıkarıyor herkes. Tüm siyasi partiler, kendi pozisyonları gereği yapmaları gerekeni yapıyorlar. Herkesin seçmeni var. Farklı partiler, farklı duyarlılıkları var. Sayın Tuncer Bakırhan’ın açıklamaları, Sayın Erdoğan’ın geçen haftaki yalnızlık kompleksinden dolayı yaptığı açıklamayı bir kez daha DEM tarafından düzeltilmesi anlamına geliyor. Ne diyordu? 'Biz artık üçümüzüz' yani biz meydanlarda milyonlarız da Tayyip Erdoğan yüzde 29'la bir başına kaldı ya. Cumhuriyet Halk Partisi, Tayyip Erdoğan’la, AK Parti’yle arasındaki farkı açıyor. Meydanlarda milyonlar, yüz binler oluyor. Bunlar atadıklarıyla klimalı salonlarda baş başa kalıyorlar ya. Bunu aşmak için yeni bir ittifak. Biz üçlü ittifak olduk. Daha kaç kere düzeltecekler? Tuncer Bey bunu da düzeltmiş.
Bu meselenin çözümü öyle üç partiyle falan olmaz. Bu meseleyi siyaset üstü şekilde ve bir partinin değil Türkiye'nin çıkarlarını gözeterek yürümesi lazım. Şehit annelerinin, gazilerin hassasiyetlerine dikkat etmek lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu korumak lazım. Ama bu işe taraf olan kimsenin de gururunu kırmamak lazım. Bu yüzden hassas bir süreci Meclis eliyle, partiler üstü şekilde çözülmesi lazım. Ben olsam Sayın Erdoğan’ın yerinde... Mesela İYİ Parti katılmayacağını söyledi. Net bir şekilde İYİ Parti’nin hassasiyetlerine, itirazlarına kulak verir, onları da dâhil etmeye çalışırım.
"Sayın Bahçeli’nin de bu üçlü ittifak söyleminden çok mutlu olacağını sanmıyorum"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kayıtsız şartsız bu komisyonda yer almayacağını, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir demokrasi beklentisi olduğunu, tutuklu arkadaşlarımızın durumları ayrı, elbette ki Diyarbakır’da demokrasi, İstanbul’da otokrasi olur mu... Bu ayrı ama hiç bu işler yokken de biz şunu söylüyorduk: Bu sorunu çözeceksek Türkiye’yi demokratikleştirerek çözeceğiz. Türkiye’yi kayyumlardan kurtararak çözeceğiz. Kürt vatandaşların ayrımcılığa uğradıklarını, hissettikleri meseleleri çözmek de demokrasiyle olur. Alevi vatandaşların sorunlarını çözmek de demokrasiyle olur. Bütün muhaliflerin sorunlarını çözmek de demokrasiyle olur. Türkiye demokratikleşirse bu Kürtlere de iyi gelir, Türklere de iyi gelir. Türkiye demokratikleşirse Alevilere de iyi gelir, Sünnilere de. Bu çerçevede bakmak lazım. Ama bir ittifak kurmak amacı Sayın Erdoğan’ın olduğu anlaşılıyor. Bir yalnızlık psikolojisinde, bir gerginlik içinde, olur olmaz laflar etti. Ben, Sayın Bahçeli’nin de bu üçlü ittifak söyleminden çok mutlu olacağını sanmıyorum. Sayın Bahçeli, 'Bu bir devlet projesidir' diyor. E, devlet projesiyse devletin, milletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarları gözetilerek ilerlenir. AK Parti’nin çıkarlarını gözetmek için niye toplansın millet? Bu açıkça DEM’e de hakaret, MHP’ye de hakaret, CHP’ye de hakaret, İYİ Parti’ye de hakaret. Yeni Yol Partisi’ne de hakaret. AK Parti’nin çıkarı ne? AK Parti’ye 23 yıldır çıkaracağını çıkardı, canını çıkardı bu memleketin. Bundan sonra bu memleketin çıkarı AK Parti’den kurtulmakta. Onlar bu süreç üzerinden yeni ittifak tarifleri falan... AK Parti’nin bir gün daha iktidarda kalmasına kim katkı sağlarsa bu memlekete en büyük kötülüğü yapar. Millet, AK Parti’yle bir onu da siyasetin mezarlığına gömer. AK Parti’nin artık siyaset sahnesinden çekilme ya da kendi rızasıyla kendisine milletin vereceği muhalefet çizgisine çekilme zamanı geldi. Zorla, kaba kuvvetle 'rakiplerimi içeri atarak ben iktidarda kalacağım' derseniz o yoğurdun öyle bir bolluğu yok.
"Yargı kararlarına uymuyorsan, 'tanımıyorum' diyorsan, demek ki anayasaya uymuyorsun"
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararını değerlendiren Özel, şunları söyledi:
"Bana Anayasa tartışmaları açan herkese şunu söylüyorum: Anayasaya uymayanlarla nasıl anayasa yapılacak? Anayasamızda uluslararası anlaşmalara vurgu var ve AİHM kararlarını bu statüde tanımak durumundasın. Sen AİHM kararına uymuyorsan, Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymuyorsan, yargı kararlarına uymuyorsan, 'tanımıyorum' diyorsan, demek ki anayasaya uymuyorsun. Anayasaya uymayan birisi yeni anayasa... Adam üstüne gömlek dikmişler 2017’de, gömleği giymiyor. Memlekette çıplak geziyor veya bildiği gibi geziyor. Şimdi yeni gömlek dikin bana. Biz Erdoğan’a bundan sonra kıyafet dikmeyeceğiz. Erdoğan’a kıyafet dikeceksek onu da Erdoğan’la değil, milletimizin takdir edeceği yeni bir Meclis’ten yapacağız."