Siyasi tarihimiz boyunca Alevi vatandaşlarımızın çoğunluğunun Cumhuriyet Halk Partisine oy verdikleri, vermeye devam ettikleri ve partiye olan sarsılmaz sadakatlerinin sürdüğü bilinen bir gerçek. Doğal olarak aktif siyaset yapmayı düşünen Alevilerin de tercihleri Cumhuriyet Halk Partisi yönünde olmakta. Çok az sayıda da olsa, diğer partilerde siyaset yapmayı tercih eden alevi siyasetçilerin ise, hem kendi çevrelerinde hem de bulundukları parti içerisinde yeterli desteği bulamadıkları için çok etkili konumlara gelme imkanı bulamadıkları da bir gerçek.
Ak Parti içerisinde siyaset yapmaya kalkışanlar, kendi çevrelerinden öyle bir baskı ve aşağılanmaya maruz kalıyorlar ki, inanılır gibi değil. Aklından böyle bir isteği geçirenler de, yaşananları görüp mahalle baskısına karşı koyma cesareti gösteremedikleri için, Ak Partide siyaset yapma arzularını içlerine gömmek zorunda kalıyorlar. Bırakın aktif siyaset yapmayı Ak Partiye oy verdiğini açıklayan az sayıda alevi vatandaşımızın da başına gelmeyen kalmıyor.
Bilgi ve iletişim çağında olmamıza rağmen hoş görü ve önyargılardan arınma konusunda mesafe alamamış olmamız üzücü bir durum. Bütün bunlar, yıllar önce muhtar olan babamla yaşamış olduğumuz bir olayı hatırlatıyor bana. Yanılmıyorsam, ortaokul son sınıfta okuyordum, Antalya merkeze çok yakın mesafede olan köyümüze, zamanın belediye başkanı sayın Selahattin Tonguç konuşma yapmak üzere gelmiş. Başta babam ve köylülerimiz, sırf Cumhuriyet Halk Partili olduğu için başkana bu imkanı vermediler. Kendileri Adalet Partisi taraftarı olduklarından, CHP’li olan Antalya Belediye Başkanı’ndan hizmette istemiyorlardı ve onu dinlemeye tahammülleri yoktu. Bende bu durum karşısında, köyümüzün kahvehanesinde gerçekleştirilecek bu konuşmanın yaptırılması gerektiğini ve böylesi bir durumun köyümüze hizmet imkanı sağlayabileceğini savundum. Bu sözlerim karşısında babam: “Okula gidip biraz mürekkep yaladın başıma komünist kesildin, onların hizmeti de konuşması da dökülekalsın “dedi. Anlaşılan, ayağımıza gelen fırsatı, aşırı partizanlığımızdan dolayı geri tepmek durumunda kalmıştık.
1970’ lerin ortalarında yaşadığım bu olayın ve anlayışın günümüzde de sürdürülüyor olması demokrasimiz adına önemli bir eksiklik. Alevi vatandaşlarımızın hoşgörüyü, siyasi konularda da sergileyebilmesi demokrasimizin geleceği ve toplumsal barışımızın kalıcı olması için çok önemli bir kazanım olacaktır. CHP meclis üyesi alevi bir kardeşimizin Ak Partiye katılımından dolayı konuşulan ve yazılanlar, maksadını aşmış durumda. Transferin etik olup olmadığı tartışmasına girmeyi düşünmüyorum. Fakat alevi kimliği ile Ak Partide siyaset yapmasının çok ağır eleştiriliyor olmasını üzücü buluyorum.