Son günlerde Muhittin Böcek hakkında yazdıklarıma yönelik bazı çevrelerden sert eleştiriler geliyor. Şunu açıkça ifade edeyim: Eleştiri, kişilik haklarına saldırıya dönüşmediği sürece her zaman saygıyla karşılarım. Hatta doğru eleştirilerden ders çıkarmayı da bilirim.
Ancak ne yazık ki bu eleştiri sınırını aşan, hadsizleşen, hakarete varan yorumlar ve organize trol saldırıları da dikkat çekici biçimde artmış durumda.
Bu noktada cevabım net: Ulan topunuz gelin evet, tarafım
Akıl fukarası mankurtlara, rahmetli Cem Karaca’nın o unutulmaz sözleriyle sesleniyorum:
Eşeği Saldım Çayıra Türküsü…..
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayra
Yoranın da avradını
……………………..
Münkir münafıkın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de avradını……………….
bilemem anlatabildim mi?
DÖNELİM KONUMUZA.…
Bir Baba, Bir Oğul, Bir Operasyon
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek son günlerde yine gündemde. Ama bu kez yaptığı hizmetlerle değil, oğlunun özel işleri üzerinden yürüyen tatsız bir yargı süreciyle…
Şöyle ki
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'e oğlu Gökhan Böcek’in eski eşi ve bazı kişilerle yaşadığı ticari anlaşmazlıklar nedeniyle gözaltı kararı çıktı ve tutuklandı . Oğul Gökhan Böcek ise o sırada yurt dışında tatildeydi. Ülkeye dönüp dönmeyeceği belli değil ama dava süreci devam ediyor.
Süreci bekleyip göreceğiz.
Lakin
Olayların Muhittin Böcek’e kadar taşınması, hem hukuk hem de ahlak açısından sorgulanması gereken bir durum.
Suç bireyseldir.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, 18 yaşını geçen herkes kendi yaptığından sorumludur. Ne baba oğulun, ne abi kardeşin hatasından sorumlu tutulabilir.
Yani Gökhan Böcek’in yaptığı ticari işler ya da borçlar, Muhittin Böcek’in üzerine yıkılamaz.
Ayrıca bir gerçek daha var: Türk aile yapısında anne babalar, evlatlarının arkasında durur. Hatalarını örtmez ama yalnız da bırakmazlar. Bu, bizim kültürümüzde vardır. Fakat bu destek, suçun ortağı olmak demek değildir.
İddia ne?
Ortada iki ana iddia var:
1. Gökhan Böcek’in bir ticari işlemde yaklaşık 30 milyon TL’lik borca girdiği ve bu borcu ödemediği ya da geç ödediği.
2. Seçim döneminde bazı araçlara, babasının haberi olmadan reklam giydirme yaptırdığı ve bu hizmetin parasını ödemediği ya da geç ödediği.
Oysa her iki olay da Gökhan Böcek’in kendi başına yaptığı işler. Resmî dosyalarda Muhittin Böcek’in ne imzası var, ne adı geçiyor.
Ama bazı çevreler, bu durumu siyasi fırsata çevirmeye çalışıyor.
Peki, Başkan Böcek ne diyor?
Muhittin Böcek, iddialarla ilgili net konuştu:
“Ben 30 milyon lira için kimseye minnet eylemem.”
Kendisini tanıyan tanır. Yıllardır bu şehre hizmet eden, Konyaaltı'nın yerlisi ,halkın oylarıyla defalarca seçilen bir isim. Böcek ailesinde para gani. Adamlar toprak zengini . Parayla, rantla işi olmaz. Bu işlerin içinde olması akıl kârı değil.
Peki dört duvar arasına atılan kimdir Muhittin Böcek?
Muhittin Böcek, sadece belediye başkanlığı yapmamış, aynı zamanda eğitim için önemli bir bağışta bulunmuş biridir.
Konyaaltı’nın merkezindeki bugün milyarlarca lira değeri olan i bir arsasını Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladı. Sadece arsa vermekle kalmadı, o arsaya “Muhittin-Mustafa Böcek Anadolu Lisesi’ni de yaptırdı.
Bugün o okulda:
Bugün bu okulda:
Öğretmen: 108
Öğrenci: 1.480
Derslik: 36
Konferans Salonu: 1
Toplantı Salonu: 1
Spor Salonu: 1
Kimya Laboratuvarı: 1
Biyoloji Laboratuvarı: 1
Fizik Laboratuvarı: 1
Müzik Sınıfı: 1
Resim Sınıfı: 2
Kütüphane: 1
Kütüphane Kitap Sayısı: 3.875
Yemekhane: 1
Binlerce evladımız bu okuldan mezun olup Türkiye’nin dört bir yanında başarılı işlere imza atıyor. İşte bu, hizmetin en somut göstergesi değil mi?
Yargı süreci İşlesin, lakin siyasi linçe ve İftiraya kampanyasına dönüşmesi insanın içini acıtıyor.
Evet, Gökhan Böcek ,suçlu ya da suçsuz diyecek durumda değiliz… Varsa bir suçu, yargı önünde hesabını versin. Kimse bundan kaçamaz.
Lakin hukuki bir durumu linçe düşürtülmesi kabul edilemez….
Ulan siyasetiniz yerin dibine batsın.
Ulan insanlığını yerin dibine batsın.
Ulan Oğul Böcek üzerinden babasını hedef almak, ne hukuka ne vicdana ne de insanlığa sığar.
Ulan sizler nasıl insanlarsınız?
Velhasıl kelam...
hukukçulara göre, hakkında iddialara bakıldığında Muhittin Böcek’in bu işlerle doğrudan bir ilgisi yok. Oğlunun yaptığı hatayı da örtbas etme çabasında değil.
Asıl dert, bu olay üzerinden siyasi çıkar sağlama gayreti.
Seçimde başarılı olamayanlar şimdi baba-oğul ilişkisini kullanarak siyasi hamle yapmaya çalışıyor.
Ama unutmasınlar:
Antalyalılar her şeyin farkında.
Geçte olsa adaletin terazisi doğru tarar. Gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar.
Ve eğer bu iftiraları atanlarda azıcık vicdan, biraz inanç varsa… Elleri yanar, dilleri yanar, vicdanları da yanar!