CHP, yaz sıcağında bile İç Anadolu’dan Ankara’ya kadar on binleri meydanlara taşıdı. Bu kalabalıklar yalnızca CHP’lilerden ibaret değildi; AKP’liler, MHP’liler, İYİ Partililer, Saadet Partililer ve kendini sadece “demokrat” olarak tanımlayan yüzlerce kişi de CHP’nin çağrısına kulak veriyordu. Ancak Aksu’daki hikâye farklı gelişti.
İsa Yıldırım, Türk milliyetçisi ve Atatürkçü kimliğiyle tanınıyor, 2024 seçimlerinde CHP’den aday olup yüzde 55 oyla belediye başkanı seçilmişti. Halk desteğini arkasına aldı, ama bugün partisinden ayrılarak bağımsız yola devam etmeyi seçti.
Süreçte yaşananlar yakından biliniyor. İlçe başkanıyla yaşanan sürtüşmeler ve kongre sürecinde artan gerilim, Yıldırım’ın istifa kararında belirleyici oldu. Kongrede ilçe başkanının yaptığı sert çıkışlar ve CHP’ye destek veren seçmenlere yönelik küçümseyici sözler, Aksu’daki birlik ruhunu parçaladı.
Sorunun kökeninde CHP’nin yereldeki yönetim anlayışı yatıyor. İlçe başkanı ve bazı yöneticilerin baskıcı tavrı, kazanılmış bir zaferi büyütmek yerine çatlaklar oluşturdu. Bugün ilçe başkanlığı binası hâlâ kalabalık görünebilir, ama bundan sonra 2029 seçim hesaplarını yalnız yapacaklar.
İstifa sonrası Aksu Belediyesi’nde 6 CHP’li meclis üyesi de partiden ayrıldı. İstifa edenler: Mehmet Alptekin, Mehmet Altay, Mustafa Ceylan, Harun Hor, Yaşar Karakartal, Hüseyin Yılmaz. Mehmet Coşkun ise CHP İl Başkanı ile görüştükten sonra kararından vazgeçti.
Sosyal medyada spekülasyonlar arttı; kimileri çirkin yorumlar yaptı, kimileri ise “Aksu Belediyesi’ne operasyon yapılacak” gibi asılsız iddialar ortaya attı. Oysa siyasette başarı yalnızca miting veya oy toplamakla değil; demokratik yönetim anlayışı ve liyakatla da sağlanır.
Aksu’da yaşananlar, seçimi kazanmış bir belediye başkanının bile yanlış bir yönetim anlayışının kurbanı olabileceğini gösterdi. Elbette Yıldırım’ın da hataları vardır, ancak bu tablo CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AKP’ye karşı yürüttüğü mücadeleye de gölge düşürdü.
