Kırkgöz…
Baktığınızda bir doğa harikası; suyun içinden fışkırdığı, yeşilin ve mavinin buluştuğu cennet köşelerinden biri. Ama gelin görün ki, biz insanlar burayı yaşatmak yerine adeta öldürüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım gördüm; gölün etrafı çöp yığınlarıyla kaplıydı. “Abartıdır” dedim. Yurt dışında yaşayan bir arkadaşım ile gidip kendi gözlerimle görünce nutkum tutuldu. Pet şişeler, poşetler, kola-bira kutuları… Mangalını yapıp bütün pisliğini doğanın bağrına bırakıp gitmiş insanlar! Hani vicdan? Hani doğaya saygı?
Oysa Kırkgöz sıradan bir göl değil. Yeraltı sularını besleyen, birden fazla gözden boşalım yapan, ekosistemin can damarı olan bir kaynak. Yıllar önce “Mutlak Koruma Alanı” ilan edilmiş. Ama kâğıt üzerindeki koruma yetmez! Çevre bilinci olmayan insanları doğayla baş başa bırakırsanız sonuç bu olur: doğa cinayeti!
Hafta başı Antalya Büyükşehir Belediyesi'den güzel bir haber geldi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, kendi sorumluluk alanı olmamasına rağmen göl çevresinde temizlik yapmış. Başta ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt olmak üzere tüm çalışanlara teşekkür ederim. Fakat temizlik yapmak yetmez; asıl mesele kirletilmesini engellemektir.
Buradan hem halka hem yetkililere sesleniyorum:
Vicdansızlar! Yanında götürdüğün poşeti, şişeyi, kutuyu geri götürmeye üşeniyorsan pikniğe gitme. Doğaya ihanet etme.
Yetkililer! Bu alanı acilen kontrol altına alın, giriş-çıkışları denetleyin. Çöpler için düzenli toplama sistemi kurun. Kirletenlere caydırıcı cezalar uygulayın.
Velhasıl kelam…
Kırkgöz, bizim mirasımız değil sadece; çocuklarımızın, torunlarımızın emaneti. Eğer sahip çıkmazsak bir gün geriye sadece çöplerin arasında kaybolmuş bir göl kalacak.