CHP Antalya İl Kongresi ile ilgili son yazımda “siyasette 24 saatin çok uzun olduğu bir zaman diliminde 4 adet 24 saat” var demiştim.
Aradan geçen zamana baktığımızda, sonuçları nedeni ile olmasa da arada yaşananlar nedeni ile politik filmleri aratmayan gelişmeler yaşandı.
Örneğin; Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Ankara’da Ümit Uysal ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyarete gittiklerini, iki kere yalanladı. Birincisini Teslime Tosun’un köşesinden okuduk, ikincisini ise Devrim Kök’ün konuk olduğu ‘Yüksek tansiyon’ programına yolladığı mesajda duyduk. Bu durumda, Ümit Uysal ile aynı uçakta ama farklı koltuklarda Ankara’ya gittikleri; aynı gün saat yaklaşık 16.30 – 16.45 gibi tekrar buluştukları ve Genel Merkez’e gittikleri; aynı uçakla da geri döndükleri bilgileri de yalanlanmış oldu. Hadi bunlar yalanlandı, kabul edelim. Peki, bu durumda Nail Kamacı’ya destek verdiği bilgisi de yalanlanmış oldu mu? Çünkü böyle bir görüşme olmadıysa, Semih Esen’in verdiği iddia edilen destek ne oldu?
Nail Kamacı’nın adaylık açıklamasında Konyaaltı İlçe Örgütünün ma’aile orada olduğu gözönüne alınırsa, destek doğru da Kılıçdaroğlu ile görüşme yalan tespiti doğru oluyor.
Gelelim Nuri Cengiz’e. Geçtiğimiz hafta Çarşamba gününden itibaren “Nuri Cengiz, Devrim Kök lehine çekilecek” söylentisi bir türlü durulmadı. Her gün, her saat Nuri Cengiz çekilecek – çekilmeyecek minvalinde papatya falları açılmaya devam etti. Nuri Cengiz’in kurmayları ısrarla bu söylentiyi yalanlasa da, bu yalanlamalar değil, iddia varlığını sürdürmeye devam etti. Aslında bu ısrarın geri planında, parti kamuoyun böyle bir beklentisinin olması yatıyor. Bu çekilme konusunda Nuri Cengiz, moda deyim ile ‘bundan sonraki siyasi planlamasında’ çekilmek mi daha verimli, devam etmek mi, bu sorunun yanıtını dikkatli bir şekilde tartışıyordur sanırım.
Devrim Kök ise dün akşamki televizyon programı da dahil, hala “adayım” demedi. Ama “değilim” de demiyor. Devrim Kök gibi deneyimli bir siyasi figür, bu belirsizliği bir strateji olarak da kullanıyor da olabilir, henüz kendisi de yeterli gücü görememiş olabilir. Ancak, televizyon programında, ‘19’un ilçenin 15’in de var olduğunu, merkez ilçelerde bir baskı olduğunu ama bunu da aşacaklarını’ iddialı cümlelerle vurgulayan Devrim Kök, bu gücü topladıysa, neden “adayım” demez. Bugün değerlendirme yapacaklarmış. Beklenti, bu değerlendirmenin Nuri Cengiz ile birlikte yapılacağı yönünde. Sonucunu göreceğiz.
Bu arada esas parantezi Altan Ayaz’a açmamız lazım. Bu hengame içerisinde kendisine alan açamayan Altan Ayaz’ın durumu, kendisine rağmen beklenenden iyi durumda. Aslında Ayaz, parti kamuoyunun mutsuz olduğu bu durumda bir nefes alanı olabilir. Bu nedenle her tarafta bir Altan Ayaz karşılığı var. Ama sıkışmış siyasal ortam içerisinde Altan Ayaz kendisine ne kadar alan açabilir? Ayaz’ın kendisine alan açma şansı hala var. Diğer adayların bagajlarındaki doluluk, Ayaz’a bu imkanı sağlıyor. Ortam kuru bir saman yığını gibi, bir kıvılcım bekliyor. İşte Altan Ayaz’ın bu kıvılcım olup olamayacağını göreceğiz hep birlikte.
Nail Kamacı’yı yazmaya gerek yok. Adaylık açıklamasında siyasi temsilin gücü ile yoluna devam ediyor.
Bu satırların yazıldığı saat itibarı ile şunun şurasında 23 saat kaldı.
‘24 saat çok uzundur’dan, ‘1 saat bile çok uzundur’a geldik!
