Bugün her şeyden uzak, biraz kendimce yazacağım.
Ne siyaset, ne kavga, ne laf gürültüsü…
Sadece içten bir yazı olsun istedim.
Hem bana göre, hem de özel olacak.
Son Tuğçe Meyhanesi…
Antalya’nın tam göbeğinde, kalbinde bulunan bir mekân.
Ama öyle herkesin girip çıktığı, “yol geçen hanı” gibi bir yer değil.
Burası bambaşka bir dünya.
Burada masa da aynı, kadeh de aynı ama insanlar başka.
Bir köşede rakısını yudumlayan bir memur,
diğer köşede birasını içen bir işçi…
Bir masada doktor, öbüründe taksici.
Ama herkes eşit, herkes samimi.
Kimse kimseye yukarıdan bakmaz.
Burada mevki, makam değil; yürek geçer.
Ben burayı Ali Taş sayesinde tanıdım.
Bir geldim, bir daha da kopamadım.
On yıl önce biri bana dese ki,
“Bir gün burada seninle aynı masada oturan insanlar,
bugün hain gözüyle baktıkların olacak,”
inanmazdım.
Ama hayat öğretiyor insana…
O “hain” dediklerimin aslında ne kadar vatansever,
ne kadar mert, ne kadar vicdanlı insanlar olduğunu gördüm.
Meğer biz, bilmeden en çok kalbi temiz olanlara sırt dönüyormuşuz.
Bir de Süleyman Taş var tabii.
Buranın direği, kalbi, ruhu.
Tam bir Yörük çocuğu.
Sert görünür ama kalbi pamuk gibi.
Kuralları vardır ama kimseyi kırmaz.
İnsan sarrafıdır, kimin ne olduğunu bir bakışta çözer.
Benim buraya bağlanmamda en büyük pay onundur.
Burası öyle bir yer ki,
rakı da içsen, bira da içsen,
muhabbet aynı samimiyettedir.
Kimse gösteriş yapmaz, kimse rol kesmez.
Bir yudum alırsın, lafa dalarsın, içini dökersin.
Sonra biri bir şey söyler, gülersin;
o an hayatın yükü hafifler.
Son Tuğçe, küçük bir mekân ama yüreği kocaman.
Kapısından içeri girince şehir dışarıda kalır.
Ne stres, ne siyaset, ne hesap kitap…
Sadece dostluk, muhabbet ve insanca sıcaklık.
Kadehler tokuşur, bardaklar tınlar,
laf lafı açar…
Ve sen o an anlarsın ki;
hayat ne makamla, ne parayla, ne ünle ölçülür.
İnsanın yüreği varsa, gerisi hikâye…
Velhasıl kelam…
Yazı tamam da, tamam olmayan bir var; onu yazmazsam eksik kalır.
Şöyle ki;
Süleyman Taş tamam, lakin Ali Deniz tavla ustası,
kısa tabir ile “gelene geçene şatasan” diyelim.
Ve inan, Onur Taş, gazeteci.Ali Taş’a; beni yüreği güzel insanlarla buluşturduğu için teşekkür ederim.
İyi varsınız, iyi ki sizleri tanıdım.
