Sosyal medyada yayılan “Muhittin Böcek itirafçı oldu” iddiaları kısa sürede yalan çıktı. Algı operasyonu olduğu anlaşılan haber, öğleye varmadan çöktü. Yalan yine kaybetti, ama bazıları hâlâ yalanla yaşamakta ısrarcı.
Yalana bak yalana!
Yalan olan ne peki?
Ortada yalan varsa, kim söylüyor?
Sen mi, ben mi, o mu, şu mu, bu mu?
Sabah bir uyandım, sosyal medya kaynıyor:
“Muhittin Böcek itirafçı oldu!”
İçimden “hadi ordan” dedim, ama yine de insan merak ediyor ya...
Açtım haber sitelerini, aynı manşet:
“Muhittin Böcek itirafçı oldu.”
Bir baktım, kimisi “son dakika” diye vermiş.
İçimden bir ses “bu işte bir bit yeniği var” dedi.
Dayanamadım, birkaç CHP’li ismi aradım.
Hepsi tek ağızdan “yalan o haber” dedi.
Ama malum çağdayız, sosyal medya bir kere tutu mu kolay sönmüyor.
Derken televizyon sabah haberleri de “son dakika” diye geçince,
dedim ki: “Bu yalanın da maşallahı var!”
Ama işin aslı ne çıktı biliyor musunuz?
Tam bir algı operasyonu!
Kim, neden, kimin adına yaptı belli değil ama kısa süreliğine de olsa milletin kafasını karıştırdı.
Oysa bizim atalar boşa dememiş:
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”
Bu defa o mum, yatsıya değil, öğleye bile kalmadan söndü.
Muhittin Böcek çıktı, açık açık konuştu, iddiaları tek tek yalanladı.
Ve yalanın ipliği pazara çıktı.
Ama yine de pes etmeyenler oldu tabii.
Yalan çürümüş, ama hâlâ “belki tutar” diyen bir grup var.
Tutmadı.
Ne yapsalar da olmadı.
“Ben söylemiştim” diyenlerin çoğu da ne söylediğini şaşırdı.
Bu kadar da olmaz artık dedirten sosyal medya paylaşımları,
aslında nasıl bir dönemde yaşadığımızın net fotoğrafıydı.
Adam canının derdinde.
Günde 15 ilaç kullanıyor.
Pandemide yaşadığı sağlık sorunları hâlâ peşini bırakmamış.
İç organlarında kalıcı hasar var, tedavisi devam ediyor.
Ama bunları görmek istemeyen bir tayfa var.
Görmezden gelip, kendi algısını parlatmaya çalışan bir kitle.
Yetmedi, bir de iftira atıyorlar.
Utanmadan, sıkılmadan.
Ve asıl ilginç olan ne biliyor musunuz?
Böcek bu açıklamayı yaptıktan kısa bir süre sonra,
gözaltına alınan ve “itirafçı” olduğu iddia edilen Büyükşehir çalışanı bir kadının
kendisine ait olduğu öne sürülen ifadeler,
çarşaf çarşaf sosyal medyada dolaşmaya başladı.
Daha ilginci, soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen bu belgeler nasıl servis edildi?
Kim, neden ve nasıl sızdırdı?
Bunu da sormak, sorgulamak gerekiyor.
Birileri çıkıp kendi paçasını kurtarmak için iddialarda bulunacaksa,
bizim de bu oyunun perde arkasına bakmamız şart!
Velhasıl kelam...
Yalan yine kaybetti.
Ama ne yazık ki, bazıları hâlâ yalanla yaşamakta ısrarcı.
Bu şehirde gerçekler zor duyuluyor belki,
ama mumun fitili artık kısa.
