Mahkeme mahkeme dolaşmaktan bıktığım için kimseye bulaşmamak adına köşe bucak kaçıyorum.
Ama bu durumumu korkaklık olarak algılayan bazı şerefsizler, “fırsat bu fırsat” diyerek üzerime gelmeye ve hakkımda konuşmaya başlamışlar.
Şöyle ki...
YETTİ GARİ!
Son dönemde kulağıma bazı laflar geliyor.
Benim Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’la ilgili yazdığım köşe yazılarını, haberleri, sosyal medya paylaşımlarını bazı çevrelerce “maddi çıkar”, “iş takibi” ya da “yalakalık” olarak yorumlanmaya başlanmış.
Bre cahiller, bre edepsizler, şerefsizler...
İsa Yıldırım, Aksu Belediye Başkanlığı koltuğuna oturalı 15 ay oldu; ben bu süreçte makamına 10 defa gitmiş değilimdir.
O dönemin basın danışmanı Zübeyde Yıldız’da şahittir. Şimdi de AKP'li eski Başkan Halil Şahin dönemi de dahil ne iş aldım, ne fatura kestim.
Ne aracı oldum, ne ricacı...
Başkan Yıldırım ile Makamında baş başa uzun uzun hiç oturmuşluğum bile yok.
Dahası bugüne kadar kendisinden bir bile istekte bulunmadım.
Sizi bilmemde bizim dostluğumuz makamla şekillenmedi.
Bazılarınız dostluğu kartvizitle karıştırıyor.
Geçmişte sövdüğünüz adamlara bugün takla atmak, ve kucağa oturmak tamda sizlik bir davranış olabilir.
Ama benim mizacıma ve kişiliğime ters.
Siz dostluğu parayla ölçersiniz; o yüzden ne dost olursunuz, ne post.
Çünkü sizin gibi insanlar için dostluk, çıkar varsa var; yoksa düşmandır.
Ama bilin: Gerçek dostluk makamdan, koltuktan, siyasetten bağımsız yaşanır.
Koltuklar geçer, yüzler değişir, ama samimiyet baki kalır.
Benim için İsa Yıldırım işte tam da bu tanımın içindedir.
Bu dostluğun temeli dün atılmadı.
Bizim dostluğumuz bir seçimle başlamadı.
Oturmuşluğumuz, gülüşmüşlüğümüz, aynı masa da kadeh kaldırmışlığımız, ağlayışımız, suskunlumuz, derdimizi paylaşmış lığımız var.
Birlikte yemek yemişliğimiz, acıya tatlıya ortak olmuşluğumuz var.
Bu; çıkar için değil, Neşet Ertaş dediği gibi “gönülden gönüle giden” kurulmuş bir bağdır. Dedim ya siz bunu bilmezsiniz.
İsa Yıldırım Bugün belediye başkanı olabilir, yarın serada çalışsa, sokakta çöp toplasa ne fark eder?
Benim için dost, her durumda dosttur.
Gerçek dost, her gün kapıyı çalıp ağırlık yapan değildir.
Gerçek dost, yük olmadan yük alandır.
Yanında sessizce durmayı bilir, gerekirse geride kalır ama asla yıkmaz.
Yalakalık değil, sadakat
Bugün birilerinin İsa Yıldırım’a yanaşma çabası içinde olduğunu, samimiyetsizlerin yakın olmak için nasıl takla aktığını görüyoruz.
Çıkar kokan ilişkiler, maskeli dostluklar...
Oysa gerçek dost, adam satmaz, adam pazarlamaz.
Şerefsizlik yapmaz.
Sadece gerektiğinde yanında durur.
İsa Yıldırım benim dostumdur. Isa Başkan ile dostluğum Makamı için olmadığını İsa başkanı da bizi tanıyanlar bilir..
Velhasıl kelam...
Bu yazı, benim dostluğumu çıkar penceresinden görenlere cevaptır.
Şerefli bir dostluk algısı olmayan şerefsizlere bir çift lafımdır.
Kim mi bu insanlar?
Söz ortada kime yakışıyorsa o alsın.