Çin'in Doğu Türkistan zülmüne sessiz kalan herkes suça ortaktır
Şöyle ki
Gazze’de çocuklar ölürken dünya ayağa kalktı.
İnsanlar sokaklara döküldü, milyonlar “yeter artık” diye haykırdı.
Türkiye de tepkisini en sert şekilde gösterdi, bu onurlu bir duruştu.
Ama acı bir gerçek var: Aynı tepkiyi Doğu Türkistan’daki zulme göstermiyoruz!
Kızıl Çin yönetimi, Doğu Türkistan’da yıllardır sistematik bir soykırım yürütüyor.
Kadınları kısırlaştırıyor, çocukları ailelerinden koparıyor, insanları kamplara tıkıyor.
Camiler kapalı, ibadet yasak, Türkçe konuşmak suç.
Ve bütün bunlar dünyanın gözü önünde yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler kör, Avrupa sağır, İslam ülkeleri sus pus…
Küresel ikiyüzlülük bir kez daha sınır tanımıyor.
Ama asıl acı olan şu: Türkiye de sessiz.
Kardeş kanı dökülürken, soykırım yaşanırken biz hâlâ “ekonomik ilişkiler bozulmasın” hesabındayız.
Bu mudur Türk’ün vicdanı?
Bu mudur “Türk dünyası” dediğimiz idealin anlamı?
Gazze için sokakları dolduran bu millet, Doğu Türkistan için de aynı gür sesle haykırmalıdır:
“Yeter artık Çin! Yeter artık bu zulüm!”
Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz yalnız değildir.
Olmayacak da!
Ama bu sadece sloganla olmaz.
Türkiye artık somut adımlar atmak zorundadır:
Soydaşlarımıza oturma, çalışma ve vatandaşlık hakkı verilmelidir.
Çünkü bu insanlar bizim kardeşimiz, bizim kanımızdan, bizim inancımızdan.
Ve bu ülkenin geleceğine katkı sunacak en sadık evlatlardır.
Unutmayalım, Türkiye’nin doğum oranı düşüyor, nüfus yaşlanıyor.
Ama Doğu Türkistan’dan gelecek her aile bu milletin gençliğini, direncini, ruhunu güçlendirecektir.
Bu mesele sadece bir “insani yardım” değil, bir milli güvenlik meselesidir.
Kültürünü, kimliğini, imanını koruyan Türk insanına sahip çıkmak, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmaktır!
Gazze için haykırdık, evet!
Ama Doğu Türkistan için sustuk.
Ve bu sessizlik artık utanca dönüştü.
Zulme sessiz kalan zalimin ortağıdır.
Bu kadar net!
Artık diplomatik nezaketin değil, Türk onurunun konuşma zamanı geldi.
Doğu Türkistan özgür olmadan Türk dünyası özgür değildir.
Velhasıl Kelam..
Türk’ün olduğu her yer bizim meselemizdir!
Ve biz susarsak, Türk’ün sesi de susar.
O yüzden bir kez daha, gür bir sesle haykırıyorum:
DOĞU TÜRKİSTAN’A ÖZGÜRLÜK!